Pazartesi, Temmuz 29, 2013

Geziciler ve Akiller

Geziciler’in ve çözüm sürecindeki Akiller’in ortak yanı ünlü olmaları, yeni moda olarak internet yoluyla ünlü olmaları...

Bir ortak yönleri daha var: Başvuruldukları konuda eksi zekalı ve eksi bilgili olmaları...

O nedenle de 32 kısım tekmili birden sırılsıklam saçmalamaları...

Geziciler’den Şafak Sezer ne yaptı?

Gösterilere katıldı. Bir biçimde, sonra U dönüşü yaptı. Gitti, Tayyip’in şefkatine sığındı.

Peki Şafak Sezer, neden bu pozisyona seçildi?

Çünkü ünlü idi.

Neden ünlü idi?

Çünkü bir komedyen idi.

Berbat bir komedyen...

Akiller’den Murat Belge ne yaptı?

Akillik sürecinin son gününde pozisyonundan istifa etti.

Peki Murat Belge, o pozisyona neden seçildi?

Ünlü olduğu için...

Peki, neden ünlü oldu?

Şafak Sezer’den farklı olarak, Belge’nin zeka ve bilgi sahibi olduğu bir alan vardı: Alaturka gündelik yaşamın kültürolojisi. Bu alanda Türkçe’deki ilk derleme kitabı o yazdı ve yayınladı: ‘Tarihten Güncelliğe’. (Kitabın adı aslında tersi olmalıydı: ‘Güncellikten Tarihe’:

Ancak Murat Belge, bu mahareti nedeniyle ünlü olmadı ve akilliğe seçilmedi.

‘Taraf’ gazetesinde yazma sürecinde, AKP iktidarıyla koşut pozisyonda kaldığı için, azıcık ünlü oldu ve akilliğe bu nedenle seçildi.

Sezer’in ve Belge’nin ortak yönü, iktidar için tehlikesizlikleri  ve hatta iktidar tarafından kullanılabilirlikleri idi. Öğrenilmiş çaresizliği beslemek için, epeyi uygun bir medyasal araç oldular.

Özel bir tarihsel dönemden, özel bir geçiş süreciyle, özel bir tarihsel döneme geçmekteyiz. Dolayısıyla; entellektüeller de, iktidar seçkinleri de, onların manipülasyon aracı olarak ünlüler de, kitle de feleğini şaşırmış durumda.

Zaten bu denli kalabalık saçmalamamızın nedeni bu. Yine de bu durum, saçmalamak için özel bir çaba göstermeyi mazur göstermiyor. Sezer’in ve Belge’nin yaptığı ise tam da bu...

Ünlüler herhangi bir maddi bedel ödemezler, tam tersine maddi ve/ya manevi olarak durumdan nemalanırlar.

Oysa; hem Taksim Gezi olaylarında ağır bedeller ödeyenler var: Ölüler, engelli kalanlar ve hapistekiler; hem de çözüm sürecindeki ölüler, kalanlar ve hapistekiler de öyle...

Dünya’da da böyle:

Assange Avustralya milletvekili / senatörü ve pek bir global ünlü ve diplomatik dokunulmaz olurken, ona bilgileri sağlayan kişi (ABD’li er) içeride eziyete maruz kalıyor ve neredeyse asılacak...

İşte bu nedenlerle Sezer ve Belge çok ayıpçı, suçlu ve gnühkar konuma düştü: Ahlakı, hukuku ve dini çiğnedi.

Sorun, Geziciler’in Sezer’i ve çözüm sürecindekilerin Belge’yi başlarına almalarında: Kılavuzu karga olanın sonu belli... Kezlerce yaşanmış olarak belli...

Sanıldığının tam tersine (özellikle de Geziciler’in sandığının tam tam tersine), toplumsal ideolojik ve/ya ideoloji-dışı grupların (barış ve/ya savaş içinde) biraraya gelmeleri imkansızdır (çok istisna durumlarda bu becerilebilir ama bu başka bir özel beceri konusudur). Bu da denenmiştir ve facialar hep görülmüştür. Tarihten ders alabiliriz, almayabiliriz de ama sonra bedelini ödemeyi seçmemiz gerekir, yan çizmeyi değil, her ikisinin de yaptığı gibi...

Tamam, güleriz ağlanacak halimize ve ağlarız gülünecek halimize ama Geziciler de, Akiller de birşeyler değiştirmek adına ortaya çıkıp, herşeyin tıpatıp aynen sürmesini ve kalmasını sağladılar. Bu, hiçbirşey yapmamaktan daha kötü bir şey, çünkü hiçbirşey yaptığında sonuç 0 olur ama bu eksi büyük bir sonuç oldu: AKP de hala orada, PKK de hala orada, daha büyümüş olarak...

O nedenle Sezer ve Belge, sizi halk adına neye mahkum ettiğimi yasalar elvermediği için yazamıyorum ama size edeceğim en berbat beddualardan bile berbat duruma taşıdınız kendinizi:

Beter olun inşallah...


Hiç yorum yok: