Mısır’da Mursi 8 günde devrildi.
Türkiye’de Tayyip 30 günde devrilemedi.
Arap Baharı, Mısır Baharı olarak kakalandı. Tutmadı. Geri tepti.
(Bu arada, tüm olayların ışığında, ABD’nin Arap ülkelerinde ne halt yemek
istediği konusu, Arap saçı oldu çıktı. Tüm bu olanlardan Yankiler çıkar
sağladıysa, çıkar kavramı epeyi değişmiş demektir.)
Arap Baharı, Arap Kışı oldu, sonra Kış Sonu’su oldu. Güneş çıkıyor da,
kaçıyor gibi.
Yeni Orta Çağ’ın buzulları baki.
Özgürlük nanay.
Türkiye’de ise 30 yıldır neo-liberalizm kışındayız.
1968’liler, 1978’liler, 1968’lilerin çocukları, 1978’lilerin çocukları,
1968’lilerin torunları gelip geçmekte...
Öküzler treni hep seyretmekte.
Gezi olayları ‘out’. Cadı avı ‘in’.
İçeride 4 bin küsur genç vardı, 10 bin küsur olacak.
Gezi olaylarında 4 kişi öldü. 1968’lilerin döneminde belirsiz ama binden
çok değil. 1978’lilerin döneminde 4 bin. Oysa bugün yılda 4 bin küsur işçi, iş
kazalarında; 4 bin küsur kadın, erkek faşizmi katliamlarında ölmekte. Cinayet
her daim cinayet.
Ağaç, orman...
Hür, kardeşçe...
Bla bla bla...
Hatice’yi geçtik de, netice ne?
Tayyip, Süleyman’ı da geçecek gibi...
Cumbabadan sonra, cumimamın da turşusunu kuracağız gibi...
Tamam:
Kılıçla gelen kılıçla gider...
Amma ve de lakin:
Yenemediğin düşmanın daha da güçlenir.
Öyle de oldu gibi.
Şimdilik.
Ne zamana kadar?
Sıra size geldi, 2018’liler size sordum:
Ne zamana kadar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder