Salı, Temmuz 19, 2016

14.07.16 Nice Saldırısı ve Ekşi Sözlük

Alıntı ve yorum sırasıyla gidecek:
“artık işi öldürme varyasyonuna döktüler. kafasını keserek, yakarak, boğarak, füze ile havaya uçurarak, bombalayarak, asarak, döverek, taşlayarak, tankla ezerek, uçakla dalarak, türlü türlü işkence ederek...  bunlar sanırım artık kesmez oldu...”
Bu, minik bir beynin bakış açısı. Doğrusu şu:
Bir.
Medya geştaltı için, yeni yöntemler yaratmak zorundalar.
İki:
Terör de bir savaş biçimi oludğu için, önlenebilirliği azaltmak açısından yeni yöntemler bulmak zorundalar.
Ancak, saldıran kim olursa olsun, yöntemlerin sonuna gelinmek üzere, çünkü yöntemlerin sayısı sınırlı. Yeni yöntem yaratmak ise, o saldırıları tasarlayanların işi değil.
Bir de dönem modası sözkonusu:
Artık kimse pek uçak kaçırmıyor. Onun yerine, uçakla İkiz Kuleler’e dalıyor, ikisi çok çok farklı: İlkinde savaş uçağı o uçağa dalabilir ki daha önce bu oldu, ikincisinde dalamaz, dalamadı da.
Bugüne kadar denenmeyen tek yöntem Papa ziyareti 6 milyon Manila ve herhangi bir konser Rio de Janeiro 2010’lar 3 milyon gibi durumlar.
Stad 100 bin kişilik ve boşluklu ve dağınık sivil yayılımı sözkonusu. Plajda konserde ise, birbirine değen yakınlıkta 100 binler sözkonusu.
Hannibal’in yazarının ilk romanı, bir stada saldırıyı 1975 gibi tasarladı ve 2015 başarısız denemesi oldu.
Martin Beck dizisinin son kitabındaki saldırıyı, romanı filme çekerken kullanmadılar. Teröristler filmedi saldırıyı kullandı. Romandaki saldırıyı ise, Manukyan İstanbul için kullandılar.
Burada, ‘Akbabanın Üç Günü’ romanındaki gibi roman okuyup saldırı tipi öğrenen ve dolayısıyla önlemeyi de öğrenen türü elemanlar Dünya’da var mı bilmiyorum ama olması gerekli, çünük İkiz Kuleler saldırısı da tasarlanmıştı ve zaten oraya 5 yıl önce bir saldırı daha olmuştu.
Evet:
Devlet terörü, sivil terörüne karşı aciz, çünkü böyle bir saldırı tipini 40 yıl önce okulda okumadılar ve yeni durumlara ilişkin bilgi üretimiyorlar. Bunun için ‘Yarının Sınırında’ (Tom Cruise) fimindeki gibi, tüm salıdırıları yüzlerce kez yeinden yeniden yaşayabilecek beyinler gerekli. Ki bu, onları teröristlerden beter caniler kılacaktır.
Olayın açılımı bu yani, yukarıdaki ergen paragrafı değil.
+
“yaklaşık iki haftadır paris'teyim, gözlemim o ki, paris'te yaşayan fransızlar genel popülasyon içinde sadece bir azınlık. binlerce afrikalı, uzak doğulu, ortadoğulu yaşıyor burada. paris'in kuzeyindeki bir banliyöde kalıyorum, sokağa çıkıp tramvaya gidene kadar geçen sürede istanbul fatih'te yürümüş gibi hissediyorum kendimi. özellikle etek, elbise giyince. tramvay ise ayrı zaten, çok kalabalık sıkış tepiş herkes birbirini ittiriyor, sadece göçmenler var. ne oldu da anlamıyorum, fransa neden bu kadar göçmen aldı, nasıl aldı. göçmenlerin birçoğu güvenlik görevlisi, garson olarak çalışıyorlar. bu saldırıyı yapanın da fransa'da ikamet etmekte olan bir tunuslu olduğu söyleniyor. hollande'ın söylediğine bütün fransa islami terörün tehdidi altında.”
Kulağını tersinden gösteren ama doğru gösteren bir gözlem bu.
2015 kasım saldırısındaki saldırganlardan biri göçmen ve polis idi, fransız idi aynı zamanda.
Göç oranı % 20, çünkü asgari ücretin yarısına veya üçte birine çalışacak dama gerkli, Türkiye’deki Suriyeliler gibi.
Bir de, Yeni Orta çağ’a girdikten, Yeni Kavimler Gçü başladıktan ve 2000-2200 için 2000’den beridir makro tarihsel inişe geçtikten sonra, ne Pentagon, ne AB, bu yıkımı durduramaz artık.
Kendileri bunu istemiş veya kendileri bunu yaratmış olabilir, sonuç değişmez, artık geri dönüş yok, 150 yıl daha.
Gerçeğin çölüne hoşgeldiniz.
+
“etrafta parçalanmış cesetleri göremediğimiz saldırı.”
Etrafta parçalanmış ama içten parçalanmış cesetleri gördüğümüz saldırı.
Benim merakımı celbeden şu.
Bomba atıyorsun 100 kişi, arabayla eziyorsun 100, var orada 100 bin. Bu, epeyi bir teknik hata değil mi?
Aradaki fark, eğitimli olmakla ilgili sanırım:
100 kişiyi silahla kıstırıp 50’sini öldüren kişi, eğitimli biri idi.
Bu konunu daha irdelenmesi gerekli ama bilgiler geldikten sonra.
+
Bir de, 500 tane abuksama metni var, 15.07.16 13:30 itibarıyla.
+
Kendi Facebook yorumumla bitireyim:
“Fazla hızlı gerçekleşen bir öngörü oldu bu, belki yazıldığı anda gerçekleşmişti. Ancak IŞİD, zirveyi geçmiş olduğunu kanıtladı artık: 14 Temmuz tamam, simgesel bir gün. Ancak, ne İstanbul, ne de Paris oldu Nice. Bağdad'da 250 ölü iken, 1. Dünya'da 100 olamadı ve bin olması gerekiyordu geştalt etkisinin devamı için. Bu durumda, Türkiye saldırıları olasılığı hala baki.”
Ek bilgi: Hemen bunun öncesinde yazdığım ve Türkiye’de bu kez bin ölü öngördüğüm bir saldırı kurgusu metni yazıp yayınladığım sıralarda saldırı olmuş Fransa’da.

(15 Temmuz 2016)

Hiç yorum yok: