Salı, Temmuz 19, 2016

David Cameron'dan veda konuşması: Bir zamanlar 'gelecek' bendim

Bu, bir politikacı ve özellikle de bir gelecekbilimci için çok acı bir itiraf olurdu, olmuş da.
“Cameron, "Bir zamanlar ben de geleceği temsil ediyordum" vurgusu yaptı.”
Eh, yiyemeyeceğin mısır koçanını eline ve ağzına almayacaksın.
Kim dedi ki ona, AB için referandum yapmayı vaat et, diye?
Hele hele AB’de kalmayı savunuyorken.
İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır, demişler.
Biz de öyle yapalım.
42 yıl önce, gelecekbilim hakkında ilk sayfaları okuduğumda, ben de gelecek idim:
21. Yüzyıl’ı en net gören ben imişim 1974’te ve 1980’de:
1976’da Tito Yugoslavya’nın ve Mao ölcüne Çin’in halinin berbat olacağını söyledim. Öyle de oldu.
1980’de ekonomik determinizmin tarihi Orta Çağ’a, çöküşe ve engizisyona götüreceğini yazdım. Öyle de oldu.
2005’te Dünya Sistemi ve neo-liberalizmin ekonomik determenizimde buluştuğunu yazdım. Öyle de zaten.
Yine de ben8im için gelecekbilim, bunlar değildi.
Benim gelecekbilimim, beni içermeyen bir boş sayfa idi ve hala da öyle, 42 yıldır.
Çok çok ironik olarak, geleceğin beni içermemesi çok kıvırttı, çünkü kendi-insan-değil ama erkek olarak ben ve tarih çok değişti. Tarihe çok çok az kez de olsa girip çıktım. 2010-2013 arasında, şu ya a bu biçimde tarihin içindeydim az veya çok, sürekli veya süreksiz olarak.
2000-2015 arasında kanıtlanmış olan 2000-2200 tarihsel çöküş döneminin ilk 15 yılında şunları gördük:
Tarihin makro hegemonları kendini tasfiye edebiliyorlarmış. Bu Dünya Sistemi’nde yazmıyor ne yazık ki.
En azından İslam aleminde, faşizm-engizisyon eşleniği olabiliyormuş. Dilerim, İsevilik için de böyle olmaz.
Ve ben hala geleceğim.
Çünkü:
9 öncü altkültür, gelecek duvarını kırıp, eksodus yolunu aydınlattı şimdiden. İçinden geçilmesi kaç yüzyıl alır, sorun değil, tarihin acelesi yok. Ben, o yolu aynıdnlatıyorum ve imliyorum. Yürüme biçimleri yürüyenlere kalmış.
Yani hegemonlar bugün ve burada, yarını ipotekleyemiyorlar artık.
Ve benim gelecekbilimim hala beni içermiyor.
Ne ironi ama:
Yiyebileceği koçanı bir kenara atmak gibi bir şey bu.

(14 Temmuz 2016)

Hiç yorum yok: