Pazar, Temmuz 17, 2016

Nüfus Krizi

1975’ten beridir, 21. Yüzyıl’da bir nüfus krizi olacağını, BM planlarından okurum.
Ancak oralarda krizin 2075-2100 gibi çıkacağı öngörülürdü. Oysa kriz, 2015 gibi gündemde oldu.
Nedeni bir bakıma belli:
Nüfus artışının duracağı da belliydi ama nüfusun artmasının sorunları tartışılıyordu, azalmasının değil.
Bu kesin zaten:
2010’dan beridir Dünya, insan türünü besleyemiyor ve kendini artık yenileyemiyor.
Nüfusun 10-12 milyar arasında duracağı da kesinleşti ama tarihi kesin değil hala ama bu limit, 7’den 8’e doğru gidilirken, kabul edilebilir bir limit oldu.
Bu kez konu, 1. Dünya’da ve nüfus azalışı biçimine dönüştü.
Ancak bu durum, çok çok yanlış analiz ediliyor.
Öncelikle, tüm AB hükümetleri, 60’ında emekli olanların 80’ine dek yaşayacaklarını onyıllar öncesinden biliyorlardı ama onlara ödenceke emekli parasının anında tahsil edip, hemen sonrasında harcayıp, geleceğe nakit para bırakmadılar. O para da, Dünya zeginliğinin yarısına sahip 1.000-5.000 en zengine gitti / verildi.
Devamında özellikle kadınlar, ekonomik işgücüne katılırken, aile gücünden çıktılar. Bugün AB ve ABD’de 45 yaş ve üstü çocuksuz kadın oranı % 25 oldu.
Bunun koşutunda 1980 liberalizmi Yeni Kavimler Göçü’nü 2010 gibi başlatmış oldu.
İronik olarak, Almanya’da her yıl üniversite mezunu 150 bin genç ülkeyi terkederken, onlardan daha fazla ümmi 4. Dünyalı göçmen olarak alınıyor ve göçmen oranı % 20’yi buldu. 20 yıl eğitimli % 1’i verip, 0 yıl eğitimli % 1 alırsan, her yıl eğitim ortalaman 0,2 yıl düşer. 15 yıl sonra da, ümmi üniversite mezunların olur, Türkiye’de oldu bile çoktan.
Sağlık hizmetlerin de koşut olarak düşer, çünkü devletin sigorta parası olmadığı için, sağlık hizmetlerini ödemeyi azaltır, Türkiye’de oldu bile çoktan.
Yani:
Sorun 7 veya 14 milyar kişi değil. Bunun ne kadarının insan gibi yaşayabildiği. AB bile, emekçi haklarını sürekli kısarken, bunu siliyor gerçekte.
Nüfusun alt % 20-30’u, 1. Dünya’da da 3. Dünya’da da, tarihin hicçbir döneminde krizlerde daha aşağı inmez, çünkü zaten en diptedir. Açlıktan ölüm ise, tarihte hiçbir zaman salgın veya savaşın yaptığı yıkımı yapmadı.
Göründüğü kadarıyla, 7 milyarın 1-3 milyarıyla Dünya aynı Dünya olur, yani insan kültürü aynı insan kültürü, çünkü nüfus 1 milyarken de bilimsel devrimler vardı.
Bu durumda:
Bugünkü İslam-İslam savaşı gibi, olay da eski-yni göçmen (1.-n. kuşak çatışması) olarak yaşanacak. Aslına bakılırsa, çoktandır yaşanıyor, buna örnek bizim Alamancılar.
Dünya nüfusunun % 4’ü, G-7’nin % 20’si göçmen. Bunların yarısı askeri / siyasi ise, yarısı da iktisadi gçömen.
Türkiye’nin 1915-1922 arasında 12 milyonla yaşadığı, 3 milyon içeri, 3 milyon dışarı göç, 3 milyon ölüden daha çok kütlür başkalaşımı demek oldu. Savaş ve hatta salgın bunu yapamadı yani.
Bugün Dünya’nın her yeri ateşle yanarken bile, Dünya nüfusunun yarısı veya daha çoğu aynen eskisi gibi yaşayabiliyor.
Gelelim asıl sorun sayılan şeye:
Kolaylık olsun diye, herkes 100 yıl yaşıyor sayalım.Nüfusun da her yıl % 1’i yenileniyor sayalım. Nüfus sabit sayalım.
Denge olur bu durumda. Denge, kültürü statikleştirir ama genç nüfus da kaotikleştirdi çok çok olarak. 1975 sonrası doğumlu, 40 yaş altı her daim ergenleri, hiçbir insani sorumluluk ve yükümlülük almadı ve ödemedi.
Şu anda da böyle, gelecekte de böyle olacak:
Dengeli devingenliği, 2. Sanayileşme’nin 9 öncü alkkülütür mensupları yarattı, yaratıyor, yaratacak. Onlar da, toplumun on bin veya yüz binde bir elitelitleri, en azından bu kriterde. Kabaca, 30-40 yıllık akademik ve meslekiçi eğitime sahipler.
Yani sorun:
Kalabalık veya az olsun, ümmi nüfus sorun. 70 yıllık global zorunlu eğitim gösterdi ki kimse üniversite falan okuyup öğrenmek istemiyor, ot gibi yaşamak istiyor. ABD’de lisansüstü eğitim öğrencisi sayısı, 1990’lardan beridir iniyor.
Dünya’yı 12 milyar nüfusu besleyecek duruma getirmek de, su ve gıda krizlerini de yaşamacasına, 20-30 yıl alır. Çin’in tek çocuk politikası, 1,200 milyarda 400 milyon eksik nüfus yarattıysa, o krizler de bir epeyi eksik nüfus ve ölüm kontrolü yaratır ve beslenme daha kolaylaşır.
Yani:
2015 momentiyle, 1. Dünya’nın artmayan nüfusu da nüfus krizi, 3. Dünya’nın çok artan nüfusu da, artı 3. Dünya’dan 1. Dünya’ya Yeni Kavimler Göçü de nüfus krizi yarattı.
Bu gerçekler, tüm insanlara ithaf olunur.

(13 Temmuz 2016)

Hiç yorum yok: