Şu an AB
kendi derdinde.
ABD
henüz AKP’yi ve Erdoğan’ı harcamak istemiyor gibi. Bir de, bu kez 1. Dünya’nın
gücü 3. Dünya’ya yetmeyebilir gibi.
Seçeneklere
bakalım.
2019’
kadar bir son görünmüyor olağan koşullarda.
Erdoğan
ölürse, görünür.
2014-2015
seçim maratonu, 1,5 yılda 4 seçimin TC halklarına yaramadığını gösterdi.
Referandum
(anayasa, başkanlık) eklenirse, 2019’da da 4 seçim var. İlk seçim martta
olacağı için, 2,5 yıl kaldı hepi topu. Yani, çok değil 1-1,5 yıl sonra gerilim
yeniden başlayacak.
% 10’luk
HDP tam kadro savaşta olacak. % 10’luk MHP sıfırlandı. % 25’lik CHP bir şey
yapamaz gibi görünüyor. % 55’lik AKP’nin % 5’i çapulcu, ayaktakımı, başıbozuk,
talancı, barbar, vd.
Sivil
halk kendi içinde çatışmaya başladı bile. Olsun olsun 5 bin ölü.
Her
kezinde 100’er kişi ölecek, 50 canlı bomba süreci başladı bile. Olsun olsun, 5
bin ölü.
Trafik
kazasında yılda 8-10 bin kişi, iş cinayetlerinde yılda 2 bin kişi ölüyor ama
kimsenin aldırdığı yok. Bunlara aldıracaklar ama.
Toplumsal
bağ kalmadı. Bu, 30 yıllık paracılık / tüketimcilik izleğinin geleneksel
kuramları silmesi nedeniyle böyle oldu.
Gençler
için sorun yok, moruklar için var.
Artık,
TC yaşlı nüfusunun yapabilen neredeyse tamamı, Batı-Güney Anadolu yerleşimini
yeğliyor ve bu da İzmir Cumhuriyeti demek ama moruklar kendi ülkelerini
savunamazlar.
Benim
üzüldüğüm, işini sağlama almış olan, Aristo’nun ve Leonardo’nun benzer
koşullardaki ölümlerini ardından terekelerinin dağılıp gitmesi.
Bu, tevekkül
değil ama teslimiyet. Binlerce elyazısı sayfam, bir merdiven altında nemden
çürüyor son 3 yıldır.
Öykünün
sonu bu:
Eskiler
çürür, oluşan kültürel yemden yeni
kuşaklar beslenir.
(8 Temmuz 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder