Benim
için 1975 snrası doğumlular aslında.
T24’ün
kültür-sanat sayfası K24, 30 yaş altı yazarları tartışmış.
Ancak,
taa 100 yıllık hata baştan yenilenmiş.
Şiir,
öykü ve roman edebiyat sayılmış.
Üstelik;
polisiye, bilimkurgu, çizgiroman ve eleştirisi dalları 2010 sonrasında ivmeli
olarak ortaya çıktı Türkiye’de.
Devamında
ve koşutunda; polisiye roman adına Dünya’da bile abidik gubudik işler
yapılırken, İsveç 3. kuşak polisiye devini şakkadank çıkarıverdi: Stig Larsson.
Hece
dergisi 100 edebi eleştirmen arasına Yalçın Küçük’ü koydu. Sağ yayınevi 7 bin
yazarlı ansiklopedi hazırlayıp, 2 bin tane 0 tanınan ad koydu (bunu özellikle
sağcı okurlarla denetledim).
Bunun
sağı da solu da aynı yani.
Bugün
fotoğraf adına eleştiri üreten 50 ad kayıtlı Fotoritim’de.
Bugün
sinema adına eleştiri üretmiş 50 tane ad kayıtlı 3-5 ciddi sinema eleştirisi
dergisinde (25. Kare gibi).
Bugün
üniverstelerimizde tiyatro eleştirisi bölümü var. Onların yazıları kitap
yapılmış değil.
O
romanların, şiirlerin, öykülerin ne eleştirisi yazılacak ki/
Kendileri
tamamına yakının 3-4 yıl sonra okunmuyor olduğunu belirtmiş zaten. (Ama şunu
belirtmemiş: Zaten son 20 yıldır onlardan 4-5 kuşak çoktan tükendi.)
Bugün
reklam fotoğrafçısı Armağan Tekdöner de roman yazmış durumda, sinema (SİYAD /
ticari çizgide) eleştirmeni Mehmet Açar da, sinema yönetmeni Derviş Zaim de.
Mankenler
şarkı da söylüyor, film de çeviriyor ama üçünü de yapamıyor. Bunlarınki de
öyle.
Mehmed
Fuat gibi biri Küçük İskender gibi birini şair diye besledi ya, helal olsun
(nedeni de belli ama yazmayalım). Bugün, o da 0 çekiyor çoktandır.
Bugün
500 doları bulan herkes kitap bastırdı. E-kitap zaten her yerde.
Editör,
büdütör, şu bucu yine dolu etraf. Geçenden 1 kaçe, geçmeyenden 2 akçe
alıyorlar, edebiyat muhitinde.
Bunralır
dedelerinin dedeleri de aynıydı yani.
100
küsur yıldır hala beyhude ve nafile
yani.
(12 Temmuz 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder