Sözcüklerin
belli zaman dilimlerinde belli anlamları içermesini veya içertilmesini olağan
karşılıyoruz. Olağan karşılaşamadığımız durum; sözlüklerin de olumsuz semantik
katkısıyla, sözcüklerin birbirine karşıt, birbiriyle ilintisiz anlamlar
içermesi.
Burada 1
sözcük ve 3 anlam var. 3 anlamın birbiriyle hiç ilgisi yok.
Hırs;
gereksiz başarı merakıdır. Yenme arzusudur. Başkalarını geçme isteğidir. Ancak,
bildiğimiz sportif veya savaşçısal yenme / üstünlük sağlama da başka şeydir,
hırs değildir, çünkü bir sporcu veya savaşçı maksimumdan biraz daha az hırslı
olursa, daha çok kazanır ve başarır. Hırs ise, maksimum ötesini zorlama
arzusudur.
Not:
Hırs, maddi veya manevi epeyi alanda olabilir. Bu konuda ayrım yoktur yani.
Açgözlülük,
tam da ‘karnım tok ama gözüm aç’ deyiminin karşılığıdır. Kullanmayacağı parayı
istemektir örneğin. ‘Yeter’ diyememektir.
Oburluk
ise, bildiğimiz obezitedir. Burada da semantik bir ayrım var: eskiden obezden
de şişkolar vardı ve adı yalnızca ‘şişko’ idi. Şimdiki obez ise, bildiğimiz
kilo-boy katsayılı / oranlı bir şey.
Not:
Ancak, yine de bazı sporculardaki çok yüksek boy ve artı çok yüksek kilo için,
hiçbir dilde uygun karşılık veya deyim yok, icat edilmemiş yani. Buradan da, terimlerin
gereksinim için icat edildiği tezi biraz geçersiz kılınıyor, durumuna
varıyoruz.
Genel
bakarsak:
İlk 2
sözcük soyut, sonuncu 1 sözcük ise somut.
3’ü de
duygu olabilir.
İlk 2’si
kültürel, son 1’i ise bedensel olur bu durumda.
Bu
durumda çıkışı sorusu şu:
Greed 1,
greed 2, greed 3, mü?
Hırs,
açgözlülük, oburluk mu?
Biz,
hangisinin öncelikli olduğu önemsiz olarak, akademik ve tümdengelimsel olarak,
sabit ve belli bir süre için kalıcı çözüm konulması taraftarıyız.
Yoksa,
anlamsal belirsizlik doğar ve doğmuş da zaten.
(8 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder