Cumartesi, Nisan 28, 2018

Kamus-u Türki ve Sonrası


Alıntı:
“Arapça harf (Farsçadan alınanlar da dahil olmak üzere) sırasına göre düzenlenen Kâmûs-i Türkî’de tespit edilen kelime sayısı ve / yahut bağlacıyla anlamı verilmeksizin hemen altındaki kelimeye bağlanan 255 kelime dahil, toplam 29.085’tir. Bu sayıyı, genelde karşı dildeki anlamları tek kelimeyle verilen Hüseyin Hüsnü’nün 1312-1315 tarihli 1.235 sayfalık ve 15.000 kelime kapasiteli Kâmûs-i Askerî’si ve 1910 tarihli ve 21.000 kelimeden meydana gelen Nicolas Murat’ın Fransızca-Türkçe- Almanca sözlüğü ile Kâmûs-i Türkî’nin yayımından yaklaşık 45 yıl sonra hazırlanan ve 1945’te yayımlanan TDK’nin Türkçe Sözlük’ünün toplam 32.104 kelimelik kapasitesiyle karşılaştırdığımızda, 29.085 sayısının çok yüksek bir seviye olduğunu ve dildeki kelimelerin hemen hemen tamamını kapsadığını ifade edebiliriz.”
Külliyen mafiş. Çünkü derleme ve tarama sözlüklerindeki tüm sözcükler, bu sözlük hazırlandığında kullanımdaydı. Toplamları ise birkaç 100 bin idi.
Bir saptama:
1899-1945 arasında yapılanın yalnızca, doğu sözcüklerinin yerine yeni icat edilenlerin konması olduğunu söyleyebiliriz. 50 yıl epeyi uzun bir süre ama bunun son 15 yılı bu işe hasredildi, gerisi savaş dönemleri idi.
Dolayısıyla 1930’lardaki ilk dalganın 30 bin sözcük üretimi demek olduğunu da özetleyebiliriz.
1960’lardaki üretim ise, 20 bin yazar icadı, 100 binden çok terim icadı sözcük demek oldu. Ki bu da, bir önceki adımın 4 katı bir sıçrama demek ama ilk dönem 10 yıldan kısa sürdü, ikinci dönem 20 yıla yakın sürdü.
Hayat’ın bastığı Kamus-u Türki düzenlemelerine baktığımızda, oradaki sözcüklerin tamamına yakınının doğu sözcükleri olduğunu görürüz.
1970’lerin Öz Türkçe sözlükleri ise, batı sözcüklerine 400 çarpı 30, o da eşittir 10 binden biraz çok sözcük demek oluyor.
Dünya dillerinde benzer örnek olarak, 2 aşamalı olarak toplam 25 yıl gibi bir sürede 100 bin gibi bir sayıda sözcük icadı süreci, bildiğimiz kadarıyla yok.
Dipnot: Bizim bu süreçte kesinkes mahkum edeceğimiz tek durum, TDK’nin insan malzemesinin, yani yönetim kurulu üyelerinin falan, vasıfsızaltı insanlar güruhu olmasıdır. Morg bekçisi olamayacak insanlar dilci yapılmışlar. 100 kişi falan, salla başı al maaşı, kaydı hayat koltuklu türünden çalışarak, oralarda pasta yemişler 40 yıl falan. Devlet sanatçısı gibi, devlet dilcisi / dil jandarması olmuşlar.
(10 Nisan 2018)

Hiç yorum yok: