Perşembe, Nisan 26, 2018

Tekin ve Pamuk


2’sinin birçok ortak yanı var:
1980 sonrası edebiyatın, biri kadın, biri erkek, ilk iki starı olmak. Çok satılmak ama bilmeyiz, çok okunmak mı?
İkisinin de anlatı aşamaları; ilk kitabı düz metin anlatısı, özyaşamöyküsel, gerçekçi üslupta iken, sonra adım adım, kitap kitap, önce gerçekçilikten uzaklaşma, sonra konuyu yitirme, sonra de dili / Türkçe’yi yitirme gibi tuhaf bir çizgi izlemiş.
En önemlisi:
İkisinde de özyalan duygusunun aşırı yüksek olması. İmaj ile ontosu birbirine karıştırmışlar. Göründüklerini ve görüldüklerini oldukları şey sanmışlar (ve artı sonraki liberal dönemde sandırılmışlar da). Bunun tarihsel açıdan Özal liberalizminden az önce gerçekleşmiş olması, faturayı doğrudan 3 askeri darbenin insanların gerçeklik ve davaya inanç duygusunu silmesi noktasına kesiyor.
Devamında ise, ünlülükleri gittiğinde, okunmadıklarında ve hatta unutulduklarında bile, bizim 50 yıldır bilinen ama tek şarkılı şarkıcılarımız ve türkücülerimiz gibi, hala kitle iletişim araçlarında cavcav edekalmaları, komikten daha zavallı bir durum. İnkar kültü burada da işliyor kalıyor.
Burada sorunsal; bunların kendilerini birey ve yaptıklarını da bireysellik sanması ama bunun toplumcu da değil, tümüyle cemaatçi (dini anlamda değil ama, istif, yığışma insan anlamında) olması.
Yani, 1980 sonrası yazarlara hesapça tarih ve burada liberalizm, bedavaya / havadan bireysellik ve/ya bireycilik atfetti ve lutfetti ama onlar hala sürü’lük içindeliği yeğledi ama imajda tekmiş gibi davranageldi ve 40 yıl sonra bile bu aynen sürmekte.
Tekin ve Pamuk, bir çift olarak, bu çizginin ilk ve en uzun süregelen örneği durumunda.
Çıkış / dipnot:
1940-1980 edebi çıkış çizgisinin üzerine, 1980-2020 edebi çöküş çizgisinin gelmesi, 2020 ertesinde hiç olmazsa inişte bir hakem molası veya yeniden çıkış vektörü olanağı umduruyor bize.
Böylelikle de, ara, erken premature rönesanslar ve/ya rönesansçıklar umabiliriz edebiyatımızda. Yad a son bakışta aşk getiren tümden batacak olan 1. Cumhuriyet kültürünün son parlamarına ve ölüşüne son bakışta aşk olacak (1960-2040 arasıki biyografili) sonumuz.
(6 Nisan 2018)

Hiç yorum yok: