Önümüzdeki
kuraldışı erken seçimler için, partiler sonunda duruma aymış:
“Sandığa
gitmeyen seçmenin daha çok “muhalif seçmen” olduğuna dikkat çekilen
görüşmelerde, katılım oranında 1-2 puanlık artışın önemli farklar yarattığı
çeşitli örneklerle ele alındı. Katılım oranının daha da yükseltilmesi için özel
çalışma kararı alan partiler hedef de koydu. Partiler katılım oranındaki kaybın
yüzde 12 altına düşmesi için çalışma yapacak. Bu katılımın en az yüzde 88’e
çıkarılması anlamına geliyor.
7
Haziran 2015 Milletvekili seçimlerinde katılım oranı yüzde 83.92, 1 Kasım 2015
Milletvekili seçimlerinde katılım oranı yüzde 85.25, 16 Nisan Anayasa
referandumu oylamasında katılım oranı yüzde 85.43 oldu.”
Ve bu
varken, CHP ne yaptı?:
Kendisine
verilmiş oylarla seçilmiş milletvekillerini celep canbazlığı gibi, başka bir
partiye aktardı. Sonra da geri alamadı. 15 milletvekilinin vekilliği şimdiden
yandı sayılır. Üstüne kalkıp bir de onları mağdur etmeyeceklerini açıkladılar.
1982 sonrasından
beridir kronik oyvermeziz. Bunun için yeterince neden varken, partiler habire
yeni neden yaratıyorlar.
Bir de
şu var:
‘Muhalif’
derken, tüm partilere ve bu seçim oyununa muhalif olmak kastedilse gerek. Çünkü
aynı durum, AB’de ve ABD’de de var ve seçimlere katılım oranı % 50’nin altına
düşüyor. Biz 4. Dünyalı olduğumuz için, 50 yıl geriden geliyoruz aynı
koşullarda.
Tabii ki
asıl 5 sorun-açmaz şunlar:
Bir: Seçmenin
üçte biri her seçimde parti değiştiriyor.
İki: Seçmenin
en az yarısının oyu satılık.
Üç: Seçmenin
bu kez yarısı kararsız. (Bir önceki seçimde üçte birdi.)
Dört: Her
seçim döneminde ölen % 3 ve yeni gelen % 5-8, kuşaklararası kültür farkı
nedeniyle, sürekli yeni seçmen tipi yaratıyor. Çünkü, köyden kente göç 60
yıldır hala sürüyor.
Beş:
Seçmenin yaklaşık % 10’u son 3 haftada karar veriyor. Sonra da verdiği kararı
unutuyor. 3 seçim önce hangi partiye oy verdiğini anımsamayan onlarca birey
gözledik.
1946-2018
arasındaki çokpartili dönem, sınıfta kaldı açıkçası. Oyuna ilgi de yitti.
Dolayısıyla
biz % 85 katılım bile beklemiyoruz bu kezinde…
(28 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder