Alıntı:
“Roman,
hayattan daha gerçektir, çünkü hayatta dağınık ve karmaşık olanı roman,
anlaşılır kılar.”
Yorumlar:
Bir:
Kılar
değil, kılmaya çabalar.
İki:
Kılması
gerekmez, kılmaması da gerekebilir,
Üç:
Yaşam,
olduğu gibiliğiyle dağınık ve karmaşık değildir. Yalnızca, ardışık olaycıklar
arasında ontik / varlıksal neden-sonuç ilintileri ilintisi yoktur. Böyle bir
örüntü çizebilmek için, olayların % 99,99’unu elemek gerekir.
Dört:
Hayattan
değil, gerçekten daha gerçek olan şey simülasyondur, bilgidir, epistemdir.
Sanat değil yani. Zokça bilim, azca felsefe.
Beş:
Simülasyon
roman değil, meta-sosyolojidir. O nedenle, roman yerine sosyoloji.
Altı:
Roman;
-cık’tır, gibi yapmaktır, edebiyatın çocukluk oyunudur, bir zamanlar şiirin
olduğu gibi…
Yedi:
Hayatın
anlaşılır olması gerekmez. Bu, rasyonalizmin ve mekanik determinizmin
yanılgısıdır.
+
Adalet
Ağaoğlu’nun bu özet düşüncesi, tüm bir yaşamı, tüm bir sanatı bir yanılsama
çığı kılmış.
+
Eknot:
09.04.17
günü, onunla yapılmış bir söyleşi okudum. Sonra birden ayırsadım ki 90’ının
eşiğinde. Yani onun için yazmak momenti, pek pek 60’ında, yani 1990’ların
başında durmuş ve bitmiş. Uzun yaşamanın böyle yanıltıcı yan etkileri var:
Kültürel zaman kayması veya zaman ruhu uygunsuzluğu oluşuyor.
(5 + 9 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder