Balkan
Talu, en sonki büyük türsel yok oluş ile şimdiki durumu karşılaştırıp şöyle
yazmış:
“Dünya
üzerindeki insan nüfusu son yarım asırda yüzde 130 arttı. Araştırmayı yapan
bilim insanları, hem yaygın hem de nadir türleri analiz etti. 1900 ve 2015
yılları arsında 177 farklı memeli türünün neredeyse yarısı yok oldu. Günümüzde
ise mevcut memelilerin dörtte biri, kuşların da yüzde 13’ü tamamen yok olma
tehlikesi altında. Bütün bu veriler, türlerin ortadan kalkma hızının beşinci
dalgadan çok daha hızlı olduğunu gösteriyor. Bu hızlanmanın en büyük sebepleri
arasında aşırı avlanma, kaçak avlanma, kirlilik ve iklim değişikliği
gösteriliyor.”
Evrim
tarihindeki büyük türsel yok oluşlarda; popülasyon sayısı ve türlerin sayısı %
90-95 oranında azalır. Bugün 2 ila 10 milyon arası tür olduğu kabul ediliyor.
Sözü geçen türsel yokoluşlar, binde bir oranda gibi görünüyor.
Oysa
olup biten biraz daha farklı:
Yalnızca
ABD’de yılda 1 milyar büyükbaş hayvan, 50 milyar da kanatlı hayvan üretilip
yeniyor. Sözü geçen sürede bu hayvanlar, tümüyle sanayisel kaygılarla da olsa,
ppülasyon olarak da tür olarak da aşırı arttı.
Ancak,
insan eliyle artan canlı sayısında asıl ağırlık mikroorganizmalarda,
makroorganizmalarda değil. Son 150 yılda insan eliyle yaratılmış bakteri
türlerinin sayısı bilinmiyor, çünkü izlenemiyor. Asıl önemlisi bunlar öldürücü
olabiliyor ve salgın yaratabiliyor.
Diğer
bir konu da, canlıların türsel toplu yok oluşunun yine canlılar aracılığıyla
yaratılmasında insan türü vakasının ilk olmadığı. Fotosentez ilk
evrimleştiğinde, varolan canlıların tamamına yakını, atmosfere geçen artı
oksijenden zehirlenerek öldü. Geri kalanı da evrildi. Daha da önemlisi, oksijen
kalsiyumu oksitleyerek kalsiyum oksit yaptı, kalsiyum oksitli kayalar da yüksek
miktarlarda karbon dioksit, yani canlı hammaddesi emdi.
Benzeri
durum, metan ve amonyaktan oluşan atmosfer için de geçerli, o zaman da canlılar
vardı. Ancak o dönem, henüz tam çalışılmış değil. Not: Metandan karbon
hidratlar, amonyaktan proteinler sentezlendi, ama bunun ne kadarının organik,
ne kadarının inorganik yolla olduğu hala kesin değil.
Devam:
“Dünya
gıda stokunun dörtte üçü bugün sadece 12 çeşit ekin ve beş hayvan türünden
geliyor.”
Yalnızca
tek bir gıda türüyle beslenen (bambu filizi yiyen panda gibi) canlı türü de
var.
Diğer
bir konu:
“Bu
hızlanmanın en büyük sebepleri arasında aşırı avlanma, kaçak avlanma, kirlilik
ve iklim değişikliği gösteriliyor.2
İnsanlar
taktı ısınmaya. Oysa bizi bekleyen tehlike aslında küresel buzul çağı. Kuzey
yarıkürenin 50 yıl içinde donduğunu kabul edin, tüm G-7 ülkelerinin bittiğini
tahmin edebilirsiniz.
Evet,
bir felaket var.
Ama
yalan yanlış felaket tanımlamaları var.
Derdimiz
10 milyarı beslemek değil, 10 milyar olabilecek bir popülasyonu, salgınsız,
kıtlıksız, savaşsız 5 milyara düşürebilmek, insanca yollardan yani. Çin’in 35
yıl süren ve 400 milyon insanı doğumunu engelleyen tek çocuk politikası gibi.
Bu bir
açmaz. Açmaz anı gelince, hızlı değişimler ve (aşağı ve yukarı doğru)
sıçramalar görülür. O zaman da felaket artık yönetilebilir olmaktan çıkar.
Bu
zihniyetle de, çığ tetikleme noktası
geçilir, çığ tepemize iner, belki çoktan geçildi bile.
(2 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder