Cumartesi, Nisan 28, 2018

Anekdot: Bir Kitap Okudum, Yaşamım Değişti


Bir arkadaş ortamında, 11-14 yaş arasında okuduğumuz kitapların bizi nasıl etkilediğini, kitaptan aklımızda ne kaldığını konuşuyorduk. Herkes farklı örnekler verdi.
Benimkiler şunlardı (orada söylemedim, zihnimde vardı):
‘Bir Yabancı Gibi / Değil’ (Morton Thompson) ile, tıbbı çok sevdiğimi, o nedenle doktor olmayacağımı analdım. 800-900 sayfalık kitabı, misafirlikte, 9 yaşımdan 10,5 yaşıma, 1,5 yılda parça parça okudum.
‘Büyük Ümitler’deki, babası annesini dövdüğü için, karısından dayak yiyen adam anekdotu, beni kılıbık yaptı. Aynı zamanda maço olduğum için, hem kılıbık, hem maço oldum.
Notlar:
Bir aile ansiklopedisinde, klasiklerin 11-14 yaş arasında okunmasının uygun olduğunu okumuştum. 3 ayrı kanal nedeniyle, bir askeri kütüphane, bir çocuk kütüphanesi ve ergenlik yaşına girip harçlık alıp roman satın alan abim sayesinde, o dönemi yoğun okumalarla geçirdim. Ondan önce, evimizde pratikte 0 kitap vardı, annem eve kitap sokmazdı çünkü. Gazete ekleri olanları da, bir yerlere saklardı. Böylelikle, Akşam gazetesinin devrimler dizisinin ancak 30’umda okuyabildim, oysa evde vardı.
11-14 yaş arası, önergenlik / erinlik sayılarak, kişiliğin ilk tomurcuklarının pıtradığı yıllar. Küçük olaylar kişilik yapısını uzun dönemli belirleyebiliyor. Kitaplar benim için öyle etkili oldu. Ayrıca, çevremde anaerkil 15 yeğen de vardı: Hemen hepsi benden büyük olan onların yaşam çizgileri, negasyon yoluyla benim yaşamımın hatlarını da çizdi.
Bir eniştemin kömürlüğünde okuduğum, Upanişadlar, Tao Te King, Kitab-ı Mukaddes, Peygamberler Tarihi (Ahmed Cevdet Paşa, 6 cilk) kitapları da, bilinçaltıma yerleşmiş.
Yani, şans eseri, zihnime omurga olacak kitapları okumuşum ve yaşamım değişmiş.
(12 Nisan 2018)

Hiç yorum yok: