Papa’nın
Manila’yı ziyareti üzerinden, biraraya gelmiş / getirilmiş 5-6 milyon kişiyi
tek hamlede öldürme / yok etme tasarımının etik açıdan ironik bir ikiliği var:
Hem
felaketi yaratma, hem de felaketi önleme tasarımı birarada.
Bu; atom
bombasını yapmayı mümkün kılan denklemi tasarlayan adam, atom bombası
patlatıldığında, etik bunalıma girdiğinde devreye giren / ortaya çıkan türden bir
ikilik.
Orada
da, bomba (yıkıcı şık) ve reaktör (yapıcı şık) tasarımı birarada idi.
Devletçilerin
devleti yıkmasının olumsuz sonuçlarını izleyip, davranışta devletin bekası
yönünde irade kullanan kuramsal bir anarşist olarak, burada da bir ikilik
yaşamış oluyorum.
Not: Bu
durumda, tezlerin antitez ve antitezlerin tez yerine kullanılmasının veya onun gibi
davranmasının, birden çok somut gerçek olgu uzayı kaydedilmiş ve tanımlanmış
olmakta.
Burada
bir ironiyle, etik sorumluluğu, kendi üzerimden insanların kendi üzerlerine
taşımış oluyorum. Ki böylelikle, insanlar yaptıklarının sonuçlarının
sorumluğunu taşısınlar. Yani, 6 milyon kişiyi ister öldürsünler ve idamla
yargılansınlar, ister öldürmesinler.
Bense,
delice hayaller kuran bir deliyim sonuçta. Suç işlemeyi düşünmek bir suç
sayılmıyor sonuçta. Adam öldürmeyi düşünmek de.
Not:
Derdim
hukuk ilkeleri falan değil, yalnızca içeride ölmemek.
Çıkış:
Eğer bir
gün gerçekten 1-10 milyon kişi, ben yaşarken tek hamlede yok edilirse, birileri
gelip, beni yargılatmaya kalkar mı?, sorusunun yanıtını şimdiden merak ettim
doğrusu.
Bir de
soru kipi:
Robot
Daniel Olivaw’ın, Dünya’yı yok edecek uzun dönemli saatlı atom bombanın
patlamasını engelleyemeyip (belki bilerek engellemeyip de), uzun bir süre sonra
o patladığında, insan türü gezgeni terketmiş olacak kadar bir süre kaldığında,
uyguladığı ikili davranış modeli de buna benzer bir şey. Çünkü o hesapça insan
türüne zarar veremez bir robottur.
Bir de
emir kipi:
Bu
ikili, Homo Posterus’un yolunun önündeki duvarı delsin.
(16 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder