Göka’nın
konuyla ilgili kitabı, özgün bir odaklaşma ama yetersiz bir derleme olmuş, çünkü
kavramsal çerçevesi yok, zaman-mekan şematiği ve adreslemesi yok.
Ancak,
İranlı bir yazarın aslında kibar insanlar olan İranlılar’ın, trafikte barbarca
davranmayı Türkler’den almış olduğu saptaması, hem geçersiz, hem de Göka’nın
farkına varmadan bulduğu bir konu cevheri: Lümpenlerin suçu habire bir diğerine
atması.
Bizde
bu, kuşkusuz Batı-Doğu izleği.
Artı
aranot: 2015-2020 İstanbul İran’lılarının Türkler’den aldıkları ve onlara
verdikleri, daha önce kendilerinde olan ve olmayan grup davranışları konusu
epeyi ilginç. Örneğin, onların Türkler’e kışın da dondurma yeme eğilimi
getirmesi ve belki (üzerinde hiç çalışılmamış olarak) bunu çok ciddi salgın
tetikleyicisi olması konusu böyle bir konu.
Buradan
devinimle, başlangıç için, zaman-mekan ve gündelik yaşamın kültürolojisi
noktalaması notlamaları:
1840 ilk
Tanzimat (diyelim fes olgusu, diyelim Ali Suavi saç kesimi), 1940 Hamit son
Tanzimat, 1950 Tanpınar Tanzimat çizgisi.
1960
gecekondu, 1980 İstanbul varoş, 2000 AKP-taşra-n çizgisi.
Birinci
kuşak gelenlerin ikinci kuşak gelenleri barbar bulup, başka semtlere göçmesi
Kuştepe 1990.
Birinci
kuşak gelenlerin içindeki kapıcıların kendi çalıştığı apartmandan daire alma
eğilim, İstanbul 1970-1980(?).
1975-1985
doğumlu ezeli-ebedi ergenlerin okyanustan sonsuz kepçeleme tüketimciliği ile
1995 doğumlu ezeli-ebedi ergenlerin % 50 üniversite mezunu işsizliği. Yani, 2
gruptakilerin kendi durumlarına grup tepkileri.
İlk
metin için derleme, çıkış not:
Zamanın
ruhu var, mekanın ruhu var, zaman-mekanın ruhu var, hepsinin sonucu
sınırlı-sonlu olabilir, hepsinin toplamı geniş bir belirsiz ruh olabilir.
Parça-bütün arasında gevşek örüntülü ilinti ve/ya neden-sonuç ilintisi
olabilir.
(8 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder