Salı, Ekim 16, 2018

Alp Altınörs Negasyonu: Kapitalizm 1945’ten Beridir Robotofildir


Kendisini ad ve soyad olarak ilk kez tanıdım. HDP eski eş başkanlarından biriymiş. Marksizmin 200. yılı anmaları için yapılan bir dizi toplantıda, kapitalizmi irdelemiş.
34:08 gibi bürelik bir video. Linki de şu:
01:17-02:25 arasındaki sürede robotlardan söz ediyor. Kapitalizmin robotları çekinerek kullandığını belirtiyor ve yanılıyor.
Ancak ondan önce bir konu var:
AB ülkelerinde aylık 1.700 dolar olabilen asgari ücret, Vietnam gibi ülkelerde aylık 25 dolara düşürüldü (ki bunun asıl nedeni, kasıtlı kur düşüklüğü).
Ve buna karşın, Apple gibi bir ÇÜŞ 2017’de, Güneydoğu Asya bölgesindeki fabrikalarındaki işçileri çıkarıp, robotlara geçiş yaptı.
“Apple tedarikçisi Foxconn da 60.000 işçiyi çıkararak robotlarla çalışmaya başladı.
Bu sayede şirketin işçilik maliyetleri yarı yarıya azalmış, verimliliği % 30 oranında artmış.”
Yani, bu olay para sorunu ama şunları vurgulayalım:
Parayı kapitalizm icat etmedi ve ‘para için para’ takıntısı, feodal dönemde de vardı. Örneğin Fuzuli’nin ünlü özdeyişi: Selam verdim, rüşvet (para) değildir diye almadılar.
Makine düşmanlığı, 1750-1850 arasında 1. Sanayileşme döneminde de vardı.
Japonya’daki otomotiv sektöründe robotlar, tüm çalışanların % 10’u olmuştu bir ara. Diğer G-7 ülkeleri için öyle değil pek. Yani, nasıl ki ilk 1. Sanayileşme’ci İngiltere’nin ve diğer AB ülkelerinin sanayileşme hızları birbirinden farklı olduysa, İngiltere sonraları 1. Sanayileşme’de gerilere düştüyse, bugün ise robotlaşma sıralamasında üstlerde yer alamıyorsa, aynı biçimde Japonya 1990 ile Japonya 2020 de farklı momentler demek.
Neolitik Devrim’in global nüfusun % 80’ini kapsaması 11 bin yıl sürdü. 1. Sanayileşme Devrim’inin global nüfusun % 70’ini kapsaması 1750-2000 arasındaki 250 yıl sürdü ki bugün global sulanan toprak oranı % 70’lerin çok aşağısında, oysa sulama, makinalaşmadan önce gelen bir süreç.
Yani:
Robotlaşma, karmaşık-tümleşik bir süreç. Bir çok bileşeni var ve finans-kapital, bunlardan yalnızca birisi.
+
Dönelim konuşmaya:
Öyle acaip bir akıl yürütme var ki:
Kapitalizm, emeği ölümüne sömürmeye dayalı bir sistemdir, dolayısıyla ondan vazgeçemez. Robotlar, bu sömürüyü mümkünsüz kılacaktır, o nedenle kapitalizm robotlara ikircikli yaklaşmaktadır. (01:35-01:40 arası gibi.)
Oradan, ‘çevir kazı yanmasın’ ile robotlaşmanın sosyalizme uygun bir teknoloji olduğunu söylüyor da, ABD’de kapitalist sömürü olan robot kullanımı, reel sosyalist SSCB’de neden sosyalist oldu?
Konu, boş zamanın artması ama onu da kapitalizm gayet güzel halletti. Haftalık çalışma saatını 40’a düşürdü. Peki, ne oldu sonra? İnsanlar; iyi, güzel, doğru şeyler yahpacaklarına, aptal kutusu televizyona günde 5-6 saat daldılar, yani tüm boş zamanları boyunca. Peki, kapitalist işi ‘Uzay Yolu’ dizisi, eski Doğu Bloğu ülkelerinde de seyrediliyorken, sosyalist halklar nasıl nasıl ulvi işlere yöneleceklerdi? Yönelmediler tabii ki. Onlar da televiyona takıldılar.
Kapitalizm, sosyalizme yerini gönüllüce bırakmazmış, çünkü hiçbir sistem kendini gönüllüce tasfiye etmezmiş de Çekya ile Slovakya nasıl oldu da, barışçıl barışçıl birbirinden ayrıldı? Üstelik, ayrılmaya isteyenler, daha fakir olan Slovaklar idiler.
Görüldüğü gibi bu insanlar; dillere pelesenk olmuş, genelgeçer klişelere takılıp kalmış durumdalar hala. Geleceğin nerelere yol aldığını göremiyorlar, çünkü o değişim vektörlerinin doğrultusuna ve uzunluğuna bakmıyorlar bile…
Örneğin sosyalistler, uzaycılık çalışmalarını onyıllarca insanlık sömürüsü saydılar ama 1957-2017 itibarıylaki uzaycılık maliyetleri ile getirileri aşağı yukarı eşitti veya ikincil düzeydeki gelirler de gözönüne alınırsa, uzaycılık insanlığa kar getirdi.
Dolayısıyla insan, ağzını açmadan önce konuyla ilgili Wikipedia sayfalarını okur azıcık.
+
Geçelim robotçuluğun gelecekbilimine:
Bugün Dünya’daki robotların % 90’ı eğlence robotu. Bunun sebebi, çocukların bu yeni tür oyuncaklara bayılması.
Sanayide ise şöyle bir çizgi var:
G-7 ülkeleri kabaca robotlaşma sınırlarına vardılar. Ondan sonra da, nasıl ki 1980-2010 arasında liberalizmi G-20’nin diğer ülkelerine taşıdılarsa, şimdilerde robotlaşmayı da (Çin dahil) bu ülkelere taşıyorlar. Haber alıntısı, o anlama geliyor zaten.
2020-2100 arasında tarihe duraklama dönemi getirecek olan şu makro global krizler kapıda: Su, çevre, gıda, nüfus, enerji.
Bu krizler robotlaşmayı yavaşlatacak. Çünkü, 1990 ertesinde ABD-SSCB gerilimi ortadan kalkınca, uzaycılaşma yavaşladı, bugün NASA eski gücünün % 25'ine falan sahip ancak.
+
Artı açılımlar ve çıkış;
Robotçuluk; siborglaşma, bilgisayarlaşma, yapay-zeka’lılaşma gibi, diğer 2. Sanayileşme altkültürleriyle içiçe ilerliyor. Androidler; hem robot, hem de yapay zeka. Aslına bakılırsa tüm robotlar, gerizekalı da olsa, yapay zekalı.
Tüm 2. Sanayileşme, marksist tandanslı tarihçilerin icadı ve tasarımı olan Dünya Sistemi’nin öngörülerine göre, 2250 gibi tamamlanabilecek, yani  limit % 100 robotlulaşmışlık ancak o tarihten sonra sözkonusu olabilecek (ki o zamana kadar birden çok dalgada robot tahribi dönemleri gelebilir). 2020-2120 arası ise, global tarihsel duralama ve dalgalanma dönemi.
Ağaca bakarken, ormanı unutma; ormana bakarken, ağacı unutma.
Marksist geçiniyorsan, global konjonktürden, tümel tarihten söz ediyorsan, bilgi veya zeka eksikli olma hakkın yok, Türk olsan bile…
(16 Ekim 2018)

Hiç yorum yok: