Kendisini
ad ve soyad olarak ilk kez tanıdım. HDP eski eş başkanlarından biriymiş.
Marksizmin 200. yılı anmaları için yapılan bir dizi toplantıda, kapitalizmi
irdelemiş.
34:08
gibi bürelik bir video. Linki de şu:
01:17-02:25
arasındaki sürede robotlardan söz ediyor. Kapitalizmin robotları çekinerek
kullandığını belirtiyor ve yanılıyor.
Ancak
ondan önce bir konu var:
AB
ülkelerinde aylık 1.700 dolar olabilen asgari ücret, Vietnam gibi ülkelerde
aylık 25 dolara düşürüldü (ki bunun asıl nedeni, kasıtlı kur düşüklüğü).
Ve buna
karşın, Apple gibi bir ÇÜŞ 2017’de, Güneydoğu Asya bölgesindeki
fabrikalarındaki işçileri çıkarıp, robotlara geçiş yaptı.
“Apple
tedarikçisi Foxconn da 60.000 işçiyi çıkararak robotlarla çalışmaya başladı.
…
Bu
sayede şirketin işçilik maliyetleri yarı yarıya azalmış, verimliliği % 30
oranında artmış.”
Yani, bu
olay para sorunu ama şunları vurgulayalım:
Parayı
kapitalizm icat etmedi ve ‘para için para’ takıntısı, feodal dönemde de vardı.
Örneğin Fuzuli’nin ünlü özdeyişi: Selam verdim, rüşvet (para) değildir diye
almadılar.
Makine
düşmanlığı, 1750-1850 arasında 1. Sanayileşme döneminde de vardı.
Japonya’daki
otomotiv sektöründe robotlar, tüm çalışanların % 10’u olmuştu bir ara. Diğer
G-7 ülkeleri için öyle değil pek. Yani, nasıl ki ilk 1. Sanayileşme’ci
İngiltere’nin ve diğer AB ülkelerinin sanayileşme hızları birbirinden farklı
olduysa, İngiltere sonraları 1. Sanayileşme’de gerilere düştüyse, bugün ise
robotlaşma sıralamasında üstlerde yer alamıyorsa, aynı biçimde Japonya 1990 ile
Japonya 2020 de farklı momentler demek.
Neolitik
Devrim’in global nüfusun % 80’ini kapsaması 11 bin yıl sürdü. 1. Sanayileşme
Devrim’inin global nüfusun % 70’ini kapsaması 1750-2000 arasındaki 250 yıl
sürdü ki bugün global sulanan toprak oranı % 70’lerin çok aşağısında, oysa sulama, makinalaşmadan önce gelen bir süreç.
Yani:
Robotlaşma,
karmaşık-tümleşik bir süreç. Bir çok bileşeni var ve finans-kapital, bunlardan
yalnızca birisi.
+
Dönelim
konuşmaya:
Öyle
acaip bir akıl yürütme var ki:
Kapitalizm,
emeği ölümüne sömürmeye dayalı bir sistemdir, dolayısıyla ondan vazgeçemez.
Robotlar, bu sömürüyü mümkünsüz kılacaktır, o nedenle kapitalizm robotlara
ikircikli yaklaşmaktadır. (01:35-01:40 arası gibi.)
Oradan,
‘çevir kazı yanmasın’ ile robotlaşmanın sosyalizme uygun bir teknoloji olduğunu
söylüyor da, ABD’de kapitalist sömürü olan robot kullanımı, reel sosyalist
SSCB’de neden sosyalist oldu?
Konu,
boş zamanın artması ama onu da kapitalizm gayet güzel halletti. Haftalık
çalışma saatını 40’a düşürdü. Peki, ne oldu sonra? İnsanlar; iyi, güzel, doğru
şeyler yahpacaklarına, aptal kutusu televizyona günde 5-6 saat daldılar, yani
tüm boş zamanları boyunca. Peki, kapitalist işi ‘Uzay Yolu’ dizisi, eski Doğu
Bloğu ülkelerinde de seyrediliyorken, sosyalist halklar nasıl nasıl ulvi işlere
yöneleceklerdi? Yönelmediler tabii ki. Onlar da televiyona takıldılar.
Kapitalizm,
sosyalizme yerini gönüllüce bırakmazmış, çünkü hiçbir sistem kendini gönüllüce
tasfiye etmezmiş de Çekya ile Slovakya nasıl oldu da, barışçıl barışçıl
birbirinden ayrıldı? Üstelik, ayrılmaya isteyenler, daha fakir olan Slovaklar
idiler.
Görüldüğü
gibi bu insanlar; dillere pelesenk olmuş, genelgeçer klişelere takılıp kalmış
durumdalar hala. Geleceğin nerelere yol aldığını göremiyorlar, çünkü o değişim vektörlerinin
doğrultusuna ve uzunluğuna bakmıyorlar bile…
Örneğin
sosyalistler, uzaycılık çalışmalarını onyıllarca insanlık sömürüsü saydılar ama
1957-2017 itibarıylaki uzaycılık maliyetleri ile getirileri aşağı yukarı eşitti
veya ikincil düzeydeki gelirler de gözönüne alınırsa, uzaycılık insanlığa kar
getirdi.
Dolayısıyla
insan, ağzını açmadan önce konuyla ilgili Wikipedia sayfalarını okur azıcık.
+
Geçelim
robotçuluğun gelecekbilimine:
Bugün
Dünya’daki robotların % 90’ı eğlence robotu. Bunun sebebi, çocukların bu yeni
tür oyuncaklara bayılması.
Sanayide
ise şöyle bir çizgi var:
G-7
ülkeleri kabaca robotlaşma sınırlarına vardılar. Ondan sonra da, nasıl ki
1980-2010 arasında liberalizmi G-20’nin diğer ülkelerine taşıdılarsa,
şimdilerde robotlaşmayı da (Çin dahil) bu ülkelere taşıyorlar. Haber alıntısı,
o anlama geliyor zaten.
2020-2100
arasında tarihe duraklama dönemi getirecek olan şu makro global krizler kapıda:
Su, çevre, gıda, nüfus, enerji.
Bu
krizler robotlaşmayı yavaşlatacak. Çünkü, 1990 ertesinde ABD-SSCB gerilimi
ortadan kalkınca, uzaycılaşma yavaşladı, bugün NASA eski gücünün % 25'ine falan
sahip ancak.
+
Artı
açılımlar ve çıkış;
Robotçuluk;
siborglaşma, bilgisayarlaşma, yapay-zeka’lılaşma gibi, diğer 2. Sanayileşme
altkültürleriyle içiçe ilerliyor. Androidler; hem robot, hem de yapay zeka.
Aslına bakılırsa tüm robotlar, gerizekalı da olsa, yapay zekalı.
Tüm 2.
Sanayileşme, marksist tandanslı tarihçilerin icadı ve tasarımı olan Dünya
Sistemi’nin öngörülerine göre, 2250 gibi tamamlanabilecek, yani limit % 100 robotlulaşmışlık ancak o tarihten
sonra sözkonusu olabilecek (ki o zamana kadar birden çok dalgada robot tahribi
dönemleri gelebilir). 2020-2120 arası ise, global
tarihsel duralama ve dalgalanma dönemi.
Ağaca
bakarken, ormanı unutma; ormana bakarken, ağacı unutma.
Marksist
geçiniyorsan, global konjonktürden, tümel
tarihten söz ediyorsan, bilgi veya zeka eksikli olma hakkın yok, Türk olsan
bile…
(16 Ekim 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder