Entropiyi
enerji ölümü olarak da
tanımlayabiliriz. Evren, sürekli genişler, yani birim hacme düşen madde-enerji
yoğunluğu 0’a gitmektedir.
Bu, bir
bakış açısıdır.
Not 1: Şişme Dönemi’nde Evren’in kesin
olmayan bir tahminle Planck hacminden en az 13 milyar ışık yılı yarıçapa
genişlediği bilgisi var ama ondan sonra hangi hızla genişlediğimize ilişkin
kesin bir veri yok. Not 2: Bu türden
‘yalnızca x’ türenden bir uzaklık tanımının geçerli olup olmadığı da kesin,
çünkü topolojik bir Evren’de x ve y, karşılıklı bağımsız olarak tanımlı
değildir: Yani: Bugünkü tanımla 78-90 ışık yılı çapındaki x, y ve z
parametreleri / boyutları, birbirinden
bağımsız tanımlı olmayabilir ve bu uzay / hacim tanımını bozar ama neye
bozar, o da belirsiz kalır.
Görünen
o ki uzay sonsuza kadar genişleyecek.
Ancak, başka bakış açıları da mevcut.
Elimizde
geometrik bir veri mevcut:
Bir Koch
Adası, sonsuz kenar uzunluklu ama sonlu alanlıdır.
Bu
durumda uzay sonsuz olurken, uzayzaman sonlu olabilir, en azıdan bir
geometrik modele göre. Evren’in 4 boyutlu Euclid Geometrisi taşıdığına /
içerdiğine ilişkin belirgin bir kanıt yok, çünkü zaman zaten Şişme Dönemi’nde zaman
heterojen davranmış (buna davranmak
mı denir?), bunun bir daha olmaması için neden yok, tıpkı yeniden genişleme
artışı gibi ve artı, zaman kuantası
diye bir şeyin olabilmesi mümkün ama fizik ve matematik bilgilerimiz bunu
modellemeye yetmiyor, daha da acısı, kimse bunun için uğraşmıyor, uğraşıyorsa
da konsensustan ve bilim kilisesinden
saklıyor, yoksa aforoz edilir çünkü.
Gelelim
vurucu çıkarsamamıza:
Sonlu bir uzayzamanda, enerji
ölümü diye bir durum geçerli değildir.
Daha da
ironiği:
Bu durumda,
uzaydan eksilen enerji zamana ekleniyor
gibi bir absürd çıkarsama da mevcut olabilir
ki bu, bilim dilimizin (yani matematik dilimizin) yetersiz kaldığının
kanıtıdır.
(29 Eylül 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder