Şöyle
bir şey oluyormuş, onu da görmüş olduk:
Gülmekten
kriz geçirdim.
En çok
da şu yorumu beğendim:
“ ‘Beni
çok sev’ şarkısı da, iyice kasap havası gibi oldu. Erkekle erkek ya da
köpekbalığıyla dinozor evlensin, hepsinde çalmak zorunda sanırsam.”
Atilla
Atalay’ın iguanayla veya kapıcı kulağıyla seks diye muazzam esprileri vardı, o
geldi aklıma.
Evlilik
yorumu da şu:
“Evlilik
denen şey, ‘biz sikişiyoruz, vuhhuu’yu, ahmet amca’ya, hüseyin dayı’ya, fadime
teyze’ye duyurup, toplum tarafından kabul görme olayıdır.”
O
nedenle eşcinseller de, zıtcinseller denli salak, cahil, düz, vasıfsız-altı,
insaniyetsiz, ‘dinle küçük insan’…
Bunu 20
yıl önce Batı’da gördük (zinalar, boşanmalar, çocuk kapmalar), şimdi de bizde
görmeye başlamışız demek ki.
En
salakça yorum, yine Ekşi Sözlük’ten gelmiş:
“yazarın
biri de demiş ki eminim iyi insanlardır ama ya trend olursa da, çocuklarımız
modaya uyarsa, fasa fiso...
arkadaşım
çiçek deseni ya da ekose mi ki bu moda olsun?”
Aynen
öyle.
İstiklal’de
gördüğümüz özellikle 25 yaşaltı kadın eşcinsel çiftlerin % 90’ının, moda olsun
diye, çift olduğu belli. Çünkü, aşkın da görüntüsü belli, seksin de. Onlarda
ikisi de yok. Görünmek için ortalıkta
dolanıyorlar yalnızca.
Artı, 10
yıl önce bu örneklem pratikte sıfırdı, şimdi 3 saatta 5 elele yürüyen genç
kadın eşcinsel çift görür olduk ama yalnızca İstiklal’de.
Moda
olan şey; imaj, teşhir, röntgenlenme / seyredilme / selfi arzusu, mor saç gibi
acaiplik merakı yani.
1968’lilerirn
aşırı muhafazakar çocuklarını gördük, 2018’lilerin çocuklarını da göreceğiz
nasıl olsa.
(12 Ekim 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder