21.10.18, 19:50.
Ölümden U-Dönmek
1995’deki
yaşgünümde, 2006 Şubat’taki alkolizm ölümünden uzaklaşmaya çabaladığımda, Kasım
2016 kardeşimi kaybetmem ve 2017 Şubat’ta çok ağır hastalanmam (1 ay düzgün
konuşamamam ve yürüyememem) ertesinde ölmekten kurtulabilmek için yazmaktan vazgeçebilirlik / vazgeçmişlik noktasına
gelmem, 3 nirengi noktası olmuş gibi.
Ancak,
açıkseçik olarak ‘beynimi var etmek için
yaşamımı yok ediyorum’ sözlü tezimde dilegeldiği üzere, (1974’ten ve 14
yaşımdan beridir) 44 yıldır gaz pedalına tuğla konmuş araba gibi, dosdoğru
ölüme gidiyorluğum da bir gerçekti.
Ekim
2018 momentinde, varlığımdaki tüm hasarlara ve enkazlara baktığımda, geriye
kalan bedenimin ve libidomun, beni bedensel ölüme kadar bunamaktan ve yaşama
reddinden uzak tutacak biçimde, epsilon düzeyde de olsa, yaşama sevinci-içgüdüsü
kalmışlığı noktasında tuttuğunu gördüm.
11’er yıl
arayla, 3 kere ölümden u-dönmem, kıl payıyla beni sağ tuttu gibi. Açıkçası şu
anda ve burada, yaşamak için nedenim yok / kalmadı ama ölmek için de nedenim
yok / kalmadı.
Not: Bu,
ölüm-yaşam arafı değil. Bu, istop
etmişlik: Düşme riski yok ama çıkma olanağı da yok.
Herşey
dahilik içindi, 21. Yüzyıl’ın ilk dahisi olmak içindi. Oldum da.
Fiili /
ürünlü dahi değilken, dahi olabilmek için herşeyimi verirdim, verdim de ama
dahilik için bu denli tükendikten sonra, yitirdiklerime
değmeyeceğini düşünüyorum.
Bu,
çelişki değil, yaşamsal bükülme: Her
2 momentimi de görüyorum, her 2’si de bana olağan eliyor ama birbirleriyle
çelişip çatışıyorlar.
Poliyalektik
de başka türlü inşa edilemezdi gibi.
Bu
akşam, sonunda Adorno’nun negatif diyalektiğini açımlayan yazarlar ve satırlar
içeren bir kitap buldum: olumsuzluk ve Devrim. Eksik ve yanlışlar var ama öz
belli.
İşte
ben, poliyalektikle o diyalektiği 3-5 epistemik kritik eşik öteye aşmışım, bunu
gördüm bu akşam.
Bedelleri
de ortada: Ruhsal ve duygusal sonsuz acı ve ölüm. Telafisizlikler. Sevgisizlik,
asal yalnızlık. İnsansızlık. Bitkin bir yaşlılık. Uyanmak veya yataktan çıkmak
için hiçbir nedeni olmama. Batan ve ölen bir kültür.
Ama ne
yaparsam yapayım öleceğim ve poliyalektik ve gelecekbilim gibi novum düşünceler
elimde ve kayıtlı iken, bu açmaz değişmiyor. Bunlar olmasaydı da ölecektim
yani. Bunlar, gerçek benin hiçbir işine yaramayacak yani. Çocuk yerine, kitap yarattım yani.
Ama
bunun buraya varacağını hiçbir kitapta okumadım, demek ki hiçbir yazar bunu
öngörememiş, Adorno da dahil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder