Salı, Ekim 23, 2018

Ölümden U-Dönmek


21.10.18, 19:50.
Ölümden U-Dönmek
1995’deki yaşgünümde, 2006 Şubat’taki alkolizm ölümünden uzaklaşmaya çabaladığımda, Kasım 2016 kardeşimi kaybetmem ve 2017 Şubat’ta çok ağır hastalanmam (1 ay düzgün konuşamamam ve yürüyememem) ertesinde ölmekten kurtulabilmek için yazmaktan vazgeçebilirlik / vazgeçmişlik noktasına gelmem, 3 nirengi noktası olmuş gibi.
Ancak, açıkseçik olarak ‘beynimi var etmek için yaşamımı yok ediyorum’ sözlü tezimde dilegeldiği üzere, (1974’ten ve 14 yaşımdan beridir) 44 yıldır gaz pedalına tuğla konmuş araba gibi, dosdoğru ölüme gidiyorluğum da bir gerçekti.
Ekim 2018 momentinde, varlığımdaki tüm hasarlara ve enkazlara baktığımda, geriye kalan bedenimin ve libidomun, beni bedensel ölüme kadar bunamaktan ve yaşama reddinden uzak tutacak biçimde, epsilon düzeyde de olsa, yaşama sevinci-içgüdüsü kalmışlığı noktasında tuttuğunu gördüm.
11’er yıl arayla, 3 kere ölümden u-dönmem, kıl payıyla beni sağ tuttu gibi. Açıkçası şu anda ve burada, yaşamak için nedenim yok / kalmadı ama ölmek için de nedenim yok / kalmadı.
Not: Bu, ölüm-yaşam arafı değil. Bu, istop etmişlik: Düşme riski yok ama çıkma olanağı da yok.
Herşey dahilik içindi, 21. Yüzyıl’ın ilk dahisi olmak içindi. Oldum da.
Fiili / ürünlü dahi değilken, dahi olabilmek için herşeyimi verirdim, verdim de ama dahilik için bu denli tükendikten sonra, yitirdiklerime değmeyeceğini düşünüyorum.
Bu, çelişki değil, yaşamsal bükülme: Her 2 momentimi de görüyorum, her 2’si de bana olağan eliyor ama birbirleriyle çelişip çatışıyorlar.
Poliyalektik de başka türlü inşa edilemezdi gibi.
Bu akşam, sonunda Adorno’nun negatif diyalektiğini açımlayan yazarlar ve satırlar içeren bir kitap buldum: olumsuzluk ve Devrim. Eksik ve yanlışlar var ama öz belli.
İşte ben, poliyalektikle o diyalektiği 3-5 epistemik kritik eşik öteye aşmışım, bunu gördüm bu akşam.
Bedelleri de ortada: Ruhsal ve duygusal sonsuz acı ve ölüm. Telafisizlikler. Sevgisizlik, asal yalnızlık. İnsansızlık. Bitkin bir yaşlılık. Uyanmak veya yataktan çıkmak için hiçbir nedeni olmama. Batan ve ölen bir kültür.
Ama ne yaparsam yapayım öleceğim ve poliyalektik ve gelecekbilim gibi novum düşünceler elimde ve kayıtlı iken, bu açmaz değişmiyor. Bunlar olmasaydı da ölecektim yani. Bunlar, gerçek benin hiçbir işine yaramayacak yani. Çocuk yerine, kitap yarattım yani.
Ama bunun buraya varacağını hiçbir kitapta okumadım, demek ki hiçbir yazar bunu öngörememiş, Adorno da dahil.

Hiç yorum yok: