Perşembe, Ekim 18, 2018

Zehra Çelenk, Hilal Cebeci, Silah, Popüler Kültür, Klip


Çelenk şöyle yazmış:
“Hilal Cebeci elbette ‘sadece’ bir klip çekmedi, ama sonuçta çektiği de silah değil, bir klip.”
Fassbinder’in 2. Dünya Savaşı’nın popüler şarkısı  üzerinden yaptığı ‘Lili Marlene’ filmi, popüler kültürün ve kitlenin işbirliğinin, cephedeki askerlerden daha çok öldürücü olduğu tezini içerir ve açımlar, kendini de haklı gösterir. Çelenk, konuyla ilgili olarak yazarken, bunu hesaba katabilmeliydi.
Örneğin, birinci klipte ‘V for Vendetta’ yerine, ‘Saw’ filmininkine benzer bir maskı kullanılması, kastı aşan bir kusur. Bu durumda, çektiği klip değil, kalaşnikof oluyor.
+
“Kültürel, toplumsal, siyasi açıdan ‘yüksek’ değer atfedilmiş herhangi bir eser bir popüler kültür ürününün malzemesi haline geldiğinde, bu ona bir tür iade-i itibar mı sağlar, yoksa değerler teknesini batırır mı?”
Çelenk’te bilgi eksikliği var.
100 yıldan uzun süredir altyazın sayılmış polisiyenin, gotik-korunun, bilikurgunun, fantastiğin, siyasi açıdan yüksek değerli vektörler ürettiği, yeni-dizi ve çapraz medya dönemindeyiz: Çizgiroman, çizgifilm, film, dizi film, dizi çizgifilm diye uzamış bir ‘popüler kültür ürünleri eşlenikliği’ dönemi içindeyiz. Hepsi de, düzenin ve geleceğin hangi yöne değişeceğini tartışıyor açıkça. ‘Amerikan Tanrıları’ ve ‘Vaiz’, tektanrılı dinler ve dinin gündelik yaşamdaki kültürolojisi konusunda öyle argümanlar yarattı ki bunu bin yıldır kimse yapamadı, rönesans ve Aydınlanma dahil.
Şimdi bu global koşullarda, biri çıkıp poposunu sallamalı bir devrimci şarkı klibi yaparsa, fonda ‘parahaneye, parahaneye’ çalar. Olay, Arda-Turan-öyküsü’leşir, Ebru-Gündeş-öyküsü’leşir, akil-danışman Hülya-Koçyiğit-öyküsü’leşir. Estetiko-politik açıdan, sınıf atlayan küçük insanların zalimleşmesi olayı ortaya çıkar.
Hele o kişi, ilkiyle övünürcesine, ikincisini de yapmışsa, olay ‘benim gücüm size yeter’leşir, yine Arda Turan öyküsü üzerinden giderek.
Sorun, sokakların bunların morukluklarıyla dolu olmasında.
Zulmedenlere hoşgörü göstermenin gereği yok yani…
Brecht’in kastettiğince ama diyemediğince:
Küçük burjuvazinin ölümcül ayırtsızlığının faşizmine karşı faşizm
Kültürel zulüme karşı zulüm…
Gönüllü kullar ve işbirlikçiler, tarihten ve kültürden silmek içindir.
(17 Ekim 2018)

Hiç yorum yok: