Pazartesi, Eylül 05, 2016

Doğru Gözlemden Yanlış Çıkarsama

Bir köşe yazısı, Levent Ünsaldı:
“Özellikle Türk ve Kürt kabileleri üzerine çalışanlar, yoğun bir şüphe ve güvensizlik bağlamında, bırakın etkileşimi, en sıradan iletişimin bile nasıl gerçekleşebildiği hususunda tüm teorilerini gözden geçirmek durumunda kalmışlardır.”
Gözlem ise şu:
Kimsenin açıkça konuşmaması.
Bu ise, korku demek, yalancılık değil.
Korkudan yalancılık ile, yalan için yalancılık  birbirinden epeyi farklı şeyler.
Türkler’i düşünün:
Şu ana Fetöcü olsanız da, olmasanız da, birinin sizi gammalazması ve okkanın altına girmeniz her an muhtemel. Girenleri ve intihar etmeyi düşünenleri bizzat tanıyorum.
Kürtler’i düşünün:
Ağa, Öcalan, korucu-başı ve TC askeri, tepenizde boza pişiriyor. Hangisini seçebilirsiniz ki? Üstelik hepsi de habire taraf değiştiriyorsa, bir gün dediğinin tersini, yarın söylüyorsa.
Çoban 3 kere değil, 33 kere yalan söyledikten sonra., sürü ne yapsın?
Gelelim konunun diğer yanına:
“Bir etkileşim esnasında her türden tanım veya iddia, en sıradanları bile, karşı tarafta anında bir sorgulamaya yol açmakta ve “acaba” sorusuyla karşılanmaktadır. Kabile üyeleri kendilerini sürekli olarak, “bunu yaptı-söyledi ama aslında şunu…” şeklinde bir zihinsel çabaya her an ve her yerde sevk etmektedir.”
E, sonuçta yalan söyleyen çobanın sürüden hangi koyunu ne gün mezbahaya yollayacağı, tabii ki belli olmaz. Olay sonra toplama kampındaki kurban Musevi’nin Naziler’in kimi kurban seçtiği ile ilgili ilinti kuramları kurma saçmalığına dönüşür, çünkü ortada bir düzen yoktur aslında.
Bu, 2000 sonrası tarih için, 2200’e kadar geçerli bir saptama.
O nedenle Ünsaldı, ağaca, hatta ağacın dalına odaklanmaktan orman panoramasının göremiyor.
O nedenle, doğru gözlem, yanlış çıkarsama.
Dipnot:
Ünsaldı, komplo teorilerinin böyle toplumlarda kolayca üretilebilmesini, yukarıda sayılan gözleme bağlıyor ama onun nedenleri ayrı ve başka bir metnin, hatta metinlerin konusu:
Bir: Rasyonelitenin olmadığı ve oyunun kuralına, oyunu yönetenlerin ve oyuncuların uymadığı, oyunun ortasında kural değiştirmeye kalktığı bir oyun, alaturka-absürd-komedi bir şeydir.
İki: Oysa neden, bildiğimiz çok-partililiğe uyumsuzluktur ve kendisini yenenlere (Türkler’in Batı’ya) karşı aşağılık kompleksine kapılanların mızıkçılığıdır.

(2 Eylül 2016)

Hiç yorum yok: