Çarşamba, Eylül 14, 2016

Yokluğunda, Ümit Besen, Başka, Leyla the Band

Son 2 yılda, önce Leyla the Band’dan, sonra bu yıl Ümit Besen’den dinledim bu şarkıyı.
Orkestranın solistinin sesi çok cırtlıyor ve çatlıyor.
Oysa Besen’in sesi yılların içinde damıtılmış durumda. Sesi, tavernacı şarkıcısından, Mustafa Sağyaşar Türk Sanat Musikisi solistine doğru evrilmiş. Bunda temel etkenin, sesinin epeyi dinlenmiş ve çökelmiş olması olduğu kanısındayım. Uzun dönemde her 1-2 yılda bir albüm çıkaran tüm şarkıcalırın sesi, ne tür söylerlerse söylesinler, eksiliyor çünkü, eksildi de çünkü.
Besen, Başka albümünde başkalık yapamamış ama bu şarkı ve Pamela gibi biriyle düeti, gerçekten başka-cık olmuş. Dilerim, bu 2 vektörün gösterdiği ‘sound’ yolunu gelecekte birileri görer ve izler.
Çıkış:
İşte biz tüm sanat dallarında yazabilen eleştirmenler, 50 yıllık albümleri, 50 sanat altdalını ve 500 sanatçıyı bir kotaya koyup böyle çalkalayıp, ayıklayıp, eleyip, alaşımlıyoruz.
Şerh: Bir müzik eleştirmeninin dinlediği tüm türlerde 100 sanatçıyı hemen hiçbir müzisyen dinlemez, kendini bozmamak için.
Arabesk üzerinden saptadığım, popüler kültüre bağışıklık kazanmanın tek yolunun, onu doz doz arttırarak, ona karşı bağışıklık kazanmak olduğunu, daha önce kezlerce yazdım. Biz bağışıklık taşırız ama o sanatı hep icra eden müzisyenler kazanamaz. Kazanamadı da. Ancak, diyelim 30 yıllık bir açmazın ardından, şu anki Besen gibi, bir çıkış arama babında bu alaşımlamayı deniyorlar. Kimi beceriyorlar, kimi beceremiyorlar ama her 2 ikisinin de açar ve açmaz yolları çoktandır haritalı biz eleştirmenlerde, 40 yıldır diyelim, Murat Belge ve arabesk dinlemeleri / irdelemeleri 1976 ile diyelim.
O nedenle biz, Besen’in Band’den neden daha iyi olduğunu anlayabiliyor ve anlatabiliyoruz.

(11 Eylül  2016)

Hiç yorum yok: