Perşembe, Eylül 22, 2016

Nazar Büyüm Eleştirisi

1980 ertesinde hallaç pamuğu gibi atılan aydınlar ,1983 ertesinde daha çok ansiklopediler çevresinde biraraya geldiler. Sonra da Bilsak türü kurumlar dalgası çıktı.
Büyüm, benim için bir ansiklopedi simgesidir: Anabritannica.
İngilizce eğitim yapan bir üniversitede çalışarak okuduğumuz için geniş bir kadro olarak kombine çeviri de yapardık. Dolayısıyla Büyüm, benim hiç tanımadığım ve beni hiç tanımayan patronumdu.
Emin olmadan yazıyorum, sonradan Adam Yayıncılık olarak sürmüş olabilir kendisinin çabaları.
Ancak, sonra belki 20 yıl boyunca, hiç sesi çıkmadı, en azından ben duymadım.
Sonra, Eylül 2016 itibarıyla T24’te bir yazısını gördüm.
Bir alıntı oradan:
“Her birimiz, hemen hepimiz, dağ-tepe sandığımız kendi küçük tümseklerimizin üstüne tünedik, ateşimizi oralarda yaktık. Bu darmadağın ateşler, giderek daha derinleşen karanlığı aydınlatamazdı, aydınlatamadı. Bunu görmemiz, aymamız, ayılmamız gerekirdi, bu da olmadı.”
Birey olamamış, olamayacak ve onu hiç anlamamış bir feodal-toplumcu. Düşünce mücadelesinin hep birlikte yapılabileceğini 21. Yüzyıl’da ve Bilgi Çağı’nda bile sanan biri.
Türk solunun birinci sorunu, kuram ve kuramcı eksikliğidir. Çünkü, bunun için bir kenara çekilip, hindi gibi düşünmek ve yazmak gerekir: Tek başına. Vedat Türkali’nin dediği gibi Tek Başına.
Mitinglerde debelenerek veya dergi çıkararak, yani sürü halinde hiçbirşey yapılamadığı, zaten 90 yıldır belli.
Sorun, buna 80 yıllık bir biyografinin ardından bile ayamamakta.
Tek bir beyin, değil 90 yılı, 900 yılı bile aydınlatıyor. Eratosthenes, 2.200 yıldır aydınlatıyor örneğin.
Ve o beyin, 90 yıllık ölü 1. Cumhuriyet tarihinde hiç çıkmadı. Çünkü Büyüm gibiler, aday adaylarını yalnız bırakmadılar, toplumcu olsun diye dürtelediler, kendi cahilliklerini onların yaşamlarına itelediler. Muzaffer Buyrukçu, 8 ciltlik günce dizisinde, yüzlerce sayfa boyunca, bunu açıkseçik olarak anlatır, zihninin çevresince nasıl didiklendiğini.
Yani Cumhuriyet’i, onu kurtarmak isteyenler de batırdı, Büyüm gibiler de batırdı.
Sorumluluklarını bilsinler ve bu tarihe böyle geçsin artık.
Dezenformasyon istemiyoruz.

(22 Eylül 2016)

Hiç yorum yok: