Bir
haber:
“Cerrahlar,
evcil köpeği tarafından yüzü parçalanan Dinoire’ye 2005’te yeni bir burun ve
ağız yapmışlardı. Ancak yüz nakli sonrası, bağışıklık sistemini baskılayan
ilaçların yoğun bir şekilde kullanılması nedeniyle kansere yakalandığı ve geçen
nisan ayında hayatını kaybettiği belirtildi.”
O kadar
çok yanıtsız soru ve sorusuz yanıt birarada ki:
100
deneğin sonucunda başarılı olacak bir deneyin 1. deneği olunur mu?
11 yıl
ve bunun 3 yılı kanserli yaşamak için, parçalanmış bir yüz bırakılır mı?
Acaba
günce tuttu mu?
Doktorlar
zaten bunun böyle olacağını bilmiyorlar mıydı?
Olgunun
ne denli deontolojik uygun veya uygunsuz olduğu tartışıldı mı?
Bilgileri
kamuya açıklanacak mı?
Bu yıl
sırada, ilk kafa nakli var.
Benzeri
şeyler onda da olacak. 1970’lerdeki ilk organ nakli silsilesinde de aynısı
oldu. 10 yıl ara. 1990’larda ikinci silsile. 2010’larda üçüncü silsile. Yine
ara gelecek. En azından yüz nakli türü sapa ve riskli alanlarda.
Zamanında
ABD’li bir idam mahkumu koşul koyarak kendini kadavra olarak bağışlamış:
Adamı
dondurup, 182 adet 1 milimetrelik dilimlemişler. Sonra MR’lamışlar. Yarattığı
bilgiler, 10 yıllık sıçrama yaratmış.
Son soru
şu.
Bu işin
ne kadarı varlık bilinci konusudur?
Bunun
ayrıca yazılması uygun.
Dipnot:
Kadının
yüzü intihar etmek için aldığı uyku hapları ertesinde, onu uyandırmak için
yüzünü parçalayan köpeğinin yüzünden bu duruma gelmiş. (İntiharı ilk kez
öğrendim.)
Kaç
tuhaflık ve kaç soru birden?
İntiharın
kaç yolu var?
Bu da bir
intihar yolu mu?
(12 Eylül 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder