Bu, 2015
Felsefe Olimpiyadı’nın 4 konusundan biri.
İlki
Foucault’nun, ikincisi Platon’un metaforu imiş.
Soru ruh
olarak zikredilmiş.
Onu
geçiyoruz. Tanrıbilim saçmalığıyla uğraşmam çünkü.
Hapishane
yerine hapis yazınca, anlam kayabiliyor. Hapishane mekan / konum / durgu, hapis
eylem çünkü.
Önkoyutlar:
Bir:
Monizm-düalizm
paradoksunun geçerli değil, tutarlılıksal-koyutsal bir şey olduğunu düşünürüz.
1986’dan beridir.
İki:
A veya A
değil birleşiminin tümel olmadığını ve 3. şıkların (ve dolayısıyla 4. ve N.
şıkların da) her zaman olanaklı / olası olabileceğini düşünürüz. 1986’dan
beridir.
Yani.
Beden-zihin
ikiliği yok. Beden-zihin içiçeliği var ama bir kategori değil. Kimi birden az,
kimi birden çok kategori.
Beden-zihin
tümleşiği, eksi entropili, öz-kritik, öz-örgütlü sistemlerin 10 üzeri sonsuz
olasılığından ve olanağından yalnızca biri.
Bu durumda;
zihnin hapsi / hapishanesi beden ve bedenin hapsi / hapishanesi zihin de mümkün
ve olanaklardan / olasılıklardan yalnızca birkaçı.
Bedensel
ölüm, şimdilik zihnin de ölümü demek ama üam da bu metnin yazıldığı yılda ilk
kafa nakli yapıldı / yapılacak. Bu ise, ölümsüzlüge giden yolun ilk adımları
demek.
Zihnin
ölümü bedenin ölümü demek değil. Beyin ölümü ile beden ölmüyor ama yine de
bedeni yaşatan bir makine oluyor.
Aranot:
Görüldüğü üzere, bir felsefe metninde de, tutarlıktan önce geçerlilik arıyor ve
koyutluyoruz.
İnternet
ve siberuzay ile zihin, bedenden çıkabiliyor. Aslına bakılırsa, tüm kitap
okumalar ve film seyretmelerde de öyle olabiliyor. Bu durumda, zihin bedende
birebir hapiste olmuyor.
Bedenin
de bazı işlevleri, özellikle bazı değer yargıları tarafından aşağılanan
dışkılama ve idrarlama gibi etkinlikleri, zihnin hapsi gibi algılanabiliyor.
Görüldüğü
gibi, adım adım yürüttüğümüz uslamlama şu:
Her 2
kategori de, Koch Adası ve Koch Atolü, gibi kırınımlı / küsuratlı olarak
arttırılabilir de, eksiltilebilir de.
Zaten
biz, felsefenin, en azından 2.500 yıllık Batılı felsefe geleneğinin en büyük
hatalarından birinin, bu tam sayılı kategorilerle uğraşmak olduğu kanasındayız.
Tümel, mutlak ve sonsuz olabilir ama mutlak ve
sonsuz, tam sayılı olmak zorunda
değildir, basit bir uslamlama yanılsamasıdır bu.
Bireysel
deneyim olarak ise.
Her
ikisini de yaşadım ve duyumsadım. Uslamlamam ise, yukarıdaki metin olmakta.
İşte o
nedenle düşünce, yaşamın ve duygunun üstkümesi bir kategoridir. Felsefe de
düşünce ile uğraşır zaten.
(16 Eylül 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder