Çarşamba, Eylül 14, 2016

Freud’un Rüya Puştluğu

Ulu manitu buyurmuş ki:
Rüya kadar kişisel bir deneyim, hiçbir biçimde başkalarına ulaşmayı amaçlıyor olamaz.
Polipl puştluk:
Kendisi rüya çözümlüme kitabı yazmış.
Başkalarının rüyalarıyla yazmış.
Bildiğimiz kadarıyla, kendisinin hiçbir rüyasını yazmamış.
Rüyayı kişisel deneyim sayıyor.
Rüyaların içeriğinin başkalarına, isnasnlara, topluma, kültüre yönelki olduğunu inkar ediyor.
Rüyanın kendiyle ve aynı zamanda başkayla bir iletişim denemesi biçimi olduğunu inkar ediyor.
Rüyanın proto- da olsa, bir dil olduğunu inkar ediyor, sonradan inkarını inkar ediyor.
Oysa rüya, kendinin kendiye ulaşma ve anlama çabası.
Eğer rüyalarından birine bir şeyleri açıklıyorsan, başkalarına ulaşma çabası.
Kişisel deneyim ayrı şey, opak-mahremiyet ayrı şey. Saydam bir zihin-iç anti-Freud’yendir. Orada suç, günah, ayıp yok, açıklama var yalnızca. Cinsel bastırmayı veya tabulamayı övme de yok, özgür seks var. Cinsel bastırma olunca, eliyle kadın hastasının klitorisiyle oynayarak onu orgazm ettiren Viktoryen-Froydyen shrink komedisi oluyor, oldu da zaten.
Freud’un epistemik günahlarını, ayıplarını, suçlarını, faşizmlerini say say bitmez. Bakın tek 1 tümceci için, 10-20 negasyonlama gerekiyor puşta.
Freud, çoğu sübyanıca gibi, çocukluğunda bir yakınının (o babasının) penisinin ucuyla tanışan seksopatın tekidir.
İronik olan, 1 milyar kişinin onun peşine takılması. Seksopat peygamber arayan seksopatçık sürü sürü yani.

(16 Eylül 2016)

Hiç yorum yok: