Cuma, Eylül 23, 2016

İoanna Kuçuradi Negasyonu



Kendisini epeyi noktada değilliyorum.
Birincisi, Dünya Felsefe Kongresi için bile olsa, AKP ile halvet olmasıdır.
İkincisi ve/ya ikincileri bu metnin konusu.
Kendisinden alıntı:
“Saygı konusu insanlardır, fikirler değil. Fikirler değerlendirme konusudur. Yerli-yersiz karşı olduğunuz bir fikre “saygı duymak” ne demek olabilir acaba?”
Yine kendisinden alıntıyla bunu baştan yanlışlıyoruz:
“Bilgisizlik, insanların en büyük düşmanıdır.”
Kuçuradi, burada kendi kendini yanlışlayan bir totoloji içinde.
Felsefe bilgi ve düşünce peşinde koşar, insan peşinde değil.
Karşı olduğunuz bir düşünceye saygı duyarsınız, çünkü saygı duyulasıdır, çünkü sizin öznenin veya biyorgafiniz dışında, ağırlıklı bir yerlere ve bir zamanlara tarih içinde izdüşmüştür.
İnsan hiçbir biçimde saygı konusu değildir. İktidarperver filozoflar Platon ve Aristo örneklemesi bunun için yeterlidir. Saygıyı hak eden insana saygı gösterirsin ama yalnızca insan olmakla, kimse saygıyı hak etmez.
Bırakın o Aydınlanma ve rönesans insan-severliğini, daha doğrusu antroposentrisizmini.
Karşı olduğunuz düşünceye saygı duymak ne demek olabilir acaba?
Şöyle bir şeyler:
Stalinizm 20-30 milyon Rus’u gömdü ama SSCB de uzaya giden ilk insanı çıkardı, 19005 Çarlık Rusyası Tsiolkovsky geleneğinin devamı olarak.
Stalinizm 1990’da çökmüş olabilir ama bugün AB ve ABD antitezi olarak tarihte kayıtlı.
Stalinizm çökmüş olabilir ama Putin diktatörünün gücünü de o besledi ve bugün o baş belası adam, AB’ye ve ABD’ye, yani emperyalistlere kök söktürüyor.
Bu son 3 ibareyi bir anti-stalinist, bir anti-marksist, bir anti-komünist, bir anti-reel sosyalist olarak yazdım.
Düşmanına ve karşı olduğun bir düşünce çizgisine saygı duymak da budur işte: Düşmanını öldür ama düşüncesinin hakkını ver.
Kuçuradi’ye şöyle diyerek konuyu bağlıyoruz:
Cehalet insanı söyletir.
Kendisi bilgi düşmanı olarak kayda geçti.

(24 Eylül 2016)

Hiç yorum yok: