11.09.16, 14:55.
Ülkede Neden Kaldığımı Anladım
15
Temmuz 2016’ya kadar Türkiye’de kalmaktan korkuyordum. Öldürülme noktasına
gelebileceğimi biliyordum.
15
Temmuz 2016’ya kadar 15 Temmuz 2016’nın gerçekleşebileceğini öngörmüş ve
yazmıştım zaten, askeri darbemsi olarak değil, kendi kendini yıkan yıkım
olarak.
15
Temmuz 2016 yaşandı.
Ondan
sonra ülkede kalmaya karar verdiğimi ayırsadım. Şaşırdım. Nedenini anlayamadım.
Biraz
önce, nedeni bir anda zihnimde ışıdı:
Artık
korkmuyorum.
Neden
korkmadığımı da anladım:
Düşmanımın
beni yıkmadan önce kendini yıkabileceğini gördüm ve onun yıkılmasını görmek
istiyorum. Bu kadar kara Acı’yı çektik, ötesi de merak konusu.
Öğrenilmiş
çaresizliğimin gerçekçi karamsarlığı baki ama kendi gücümü ölçmeyi ve
algılamayı da gördüm ve becerdim. Bu azalmış gücüyle düşmanı yenebilecek bir
artmış güçlü durumdayım.
Korkum 2
yönlü azaldı.
Yazılım
olarak, bu açımlamalarım ile.
Donanım
olarak, yani hormon olarak, duygusal yorulma ve artık pek korku hormonu
salgılamama ile.
Tabii ki
tehdit ve korku hala baki.
Ama
nasıl ki artık ölümün gözlerine bakabiliyorsam, düşmanımın da gözlerine
bakabiliyorum. Ve bu kez, düşmanımın gözlerinde korku görüyorum. İlk kez. O
güçlü kapitalizmin çöktüğünü görebileceğimi hiç düşünmemiştim, hesaplar öyle
söylüyordu ama duygular hiç öyle söylemedi.
Korkmamak
veya az korkmak gerçekten iç rahatlatıcı. Mide asidini azaltıyor. Bir de
çevreye sırıtarak veya bıyık altından gülümseyerek bakıyorsunuz.
Av
yerine, avcı; kancadaki et yerine, kasap oluyorsunuz.
Bu, 6
ayda oldu diyelim:
3 ayı
bekleme ve kuluçkalama, 3 ayı da şok ertesinde intikal ve tortuların çöküşünü
izleme, diyelim.
Aynen,
Kasım 2003’te Galatasaray’da bomba patladıktan veya 1997 gibi Fatih Sultan
Mehmet Mahallesi’nin oralarda (Kenan Evren ve Uğur Mumcu caddelerinin oralarda)
burun buruna çarpışan 2 arabanın dumanlarının dinişini ve inişini izlerken
olduğu gibi.
Yıkımın,
felaketin, şokun duygusal travma ve duygusal toparlama geometrisi aynı hala.
Yöntemim
hala, dostlarıma ve düşmanlarıma rapor hazırlamak olacak. Yazmak, benim beynim
ve eylemim.
Son 7-10
yıllık ateist dışavurumlarım için kendimi tebrik ediyorum. Kitleyi dize
getirdim. Diğer getiremediklerimde de, hepsi kuburu ve kabiri boylayacak zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder