Metnin
en sonunu en baştan yazalım:
Mithat
Cemal Kuntay, cumhuriyet döneminde noterdi. İstibdad, meşrutiyet, savaş,
salgın, göç, mütareke, kurtuluş günlerini gördü.
‘3
İstanbul’da, bunlardan istibdadı, meşrutiyeti ve mütarekeyi yazdı.
Refik
Halid’in kardeşi Baha Halid (?), İstanbul Bakırköy’deki 1913 salgınını yazdı.
(Kitap, İngilizce yazılmış ve basılmış ama hala Türkçe’de yok.)
Refik
Halid, 1. Dünya Savaşı’nda Erzurum’da bir kasabın bebek eti sattığını yazdı.
Sanatçı
/ edebiyatçı, şehir düşerken veya düştükten sonra, rubai yazmayabilir ama
bunları yazabilir ve yazmalı da. Sanatçının dirisi ölüsünden makbul olduğu
için, Niyazi olmaması yeğdir. Bir de bunları yazabilmesi için sağ olması
gerekir.
Şerh:
Isaac Babel gibi, gerçekleri yazıp, yayınlanıp, kellesini yitirmek de var
elbette.
O
nedenle biz, sosyalist realist geçinen Eisenstein’ın yazdığı ‘Potemkin Zırhlısı’nın
senaryosunun tarihe uygunluğunu bekliyoruz. İnsan olarak da, sanatçı olarak da,
yönetmen olarak da, ondan epistemik-ahlaklı olmasını bekliyoruz. Ama o öyle
olmadı.
Fassbinder,
özel yaşamında dekadant ve ahlaksız biri olabilir ama eserlerinde hiç yalan
söylemedi.
O
nedenle, ‘şehir düşüyor, ne yapmalı?’ diye sorduğunuzda, mümkün ise sizden önce
yazılanları okuyun, yapılanları izleyin, derim.
Amerika’yı
yeniden keşfetmekten veya batan gemide boğulup gitmekten kurtulursunuz hiç
olmazsa.
Dipnot:
İşbu
metin, Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan ve düşen şehirde sanatçının konumunu
sorgulayan, 7 kişilik derleme kitabı okumadan, ona yazılmış bir şerhtir.
(19 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder