‘Büyük
Yazarların Gizli Hayatları’ / Robert Schnakenberg kitabını okudum.
Dahilerin
sıradan insanlar olduklarını, sıradanlıklarını da yaşamlarının % 95-99’unu
doldurduğunun hesapladığımda, 40’ımı geçmişim. İyiniyetliymişim ve/ya
yüceltmeciymişim demek ki.
Bu
kitapta diyelim 40 yazar varsa, ilk 10-15’i için ayrıntılı ve duyulmadık
bilgiler verilirken, sonrası torba doldur tarzı olmuş.
Ancak,
Shakespeare’in adının (eğer doğruysa) 83 ayrı okunuşunun olduğunu ve
İngilizce’nin o zamanlar çok düzensiz bir dil olduğunun öğrenmek tuhaf. Adam,
boşuna 1.500 sözcük icat etmemiş. Ancak, bırak en büyüğü, büyük yazar bile
saymam Shakespeare’i. Çünkü 13. Yüzyıl sıradan insanları anlatan bir İngiliz
Edebiyatı örneği vardır. Diğer bir deyişle, realizm icat edildikten sonra bile,
bir yazar realist kalmamıştır. Gömün hamina koyıim.
Beni en
çok ilgilendiren ayrıntı, hangi yazar hangi yazarla tanışmış. Bu, Türk
Edebiyatı için de geçerli. (Leyla Erbil için ilginç bir notlama yazacağım.)
Sonrasında,
osuran, yıkanmayan yazar hikayeleri baydı.
Bir de
yayıncılarla olan maceraları var ki onları ben de doğrudan yaşadım. Ve şu an
aşağı yukarı nakavt durumdayım bu konuda.
300
sayfayı, toplamda 3 saatta okudum. Keyifliydi.
(13 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder