Giriş:
‘World
War Z 1-2’ ve ‘Great Wall’ filmlerinin fragmanlarını kezlerce izleyince, belki
2-3 yıl aradan sonra, bu konuya geri dönmem gerektiğine karar verdim.
Sanat,
söylem olarak tarihte bir kez daha politik söylemin önünde. Bunun nedeni de,
dediğini simgesel ama doğrudan söylemesi.
Bu 3
film, bugün göçlerin yıkıcı etkisini (faşistleri hariç tutarak konuşuyoruz)
gerçekten-doğrudan dilegetiren biricik öğe durumunda: İstila kıyımı. Bilmem
kaçıncı kez yinelenen bir olgu.
Yinelenmiş
trajedinin komedi olması gibi, bu filmler de trajikomik söylemde seyrediyor.
Ana
metin:
MS
400’lerdeki bilinen ve kayıtlı kavimler göçü, nedense barbarların ilk makro istilası
olarak anlatılır. Oysa ki MS 1-400 arasında Gotlar ve Vandallar, Baltık’tan
Karadeniz’e doğru yayıldılar ama yavaş ilerlediler.
Barbarlar,
Alanlar, Gotlar, Vandallar, Hunlar, kimi işbirliği yaptılar, kimi savaştılar.
Bu, az raslanan bir olgu.
Alanlar’ın
savaş ve sivil göç yolları farklı oldu. Bu, Kolomb-hemen-öncesi Kızılderililer’de
de böyle.
Kimin
kimi ilk harekete geçirdiği belli değil.
Coğrafya
olarak yakında olan ama doğrudan göç rotası üzerinden olmayan halklar da göçe
katılabiliyor.
Hunlar,
Orta Asya’dan MÖ 200 gibi ayrıdılar. MS 400 gibi tarihe girdiler.
Macarlar,
aslen Ural Dağları kökenli bir halk. Sonradan Macar adını alan halklar
birleşimi, o kökenle olsa olsa %o 1 bağda olabilir. Macarlar, en azından MS
400’deki savaşta yoklardı, en azından cephede.
1600’lerde
Turgutlar, Moğolistan’dan Volga Havzası’na dek, binlerce kilometrelik ve 200
bin kişilik bir göç yapar. Bu, göreli yakın tarihte ve tümüyle kayıtlı nadir
bir örnek. İncelenmesi gerekli.
Praksis:
Lümpenlerin
istilası, çekirge sürüsü istilası gibi: Güçleri çokluklarında. Roma’ya saldıran
güçlerin yaşadığı bölge, Avrupa’nın % 60-70 alanını kapsıyordu. Roma’nın Kuzey
Afrika toprakları da olduğu için, çok büyük fark oluşmadı.
Lümpen-göçmen
istilası, yavaş, uzun oldu. 100 yıl aldı. Bir dalga durdu, diğeri belli bir
süre sonra başladı.
Bu, kaos
matematiği açısından en çok epidemiyoloji / salgınbilim matematik modellerine
benziyor.
Z’de
katil-dev ağaçlar, Duvar’da batılı gönüllü stratejist savaşçı devreye girdi /
sokuldu. Mecazda bu var ama gerçekte hiçbir şey yok.
Sanırım
bu gerçek yaşamda ve gelecekte yaşanmayacak, hiç yaşanmadı çünkü. Ancak,
mümkün, önemli olan da bu.
Diğer
bir deyişle:
Bir göç
dalgası veya lümpenlerin istilası ancak, aynı nitelikte ve kabaca aynı
nicelikte karşıt bir dalga ile durdurulabilir: Kılıçla gelen kılıçla gider.
20.
Yüzyıl başı salgınlarını Osmanlı İstanbul’unun, 1 milyonda 100 bine düşürdüğü
rivayet edilir. Kirli nükleer bir bomba ise, 20 milyonu, 5 milyona düşürür.
Filmler bunu
imledi.
ABD’nin
ve AB’nin hala 20’şer 25’er yılları var ama duruma aymayacaklarına eminim, en
azından karar mekanizmalarının tepesindekilerin öyle olacağına. Tarihin çöküş
dönemlerinde öyle olmuş çünkü ve biz böyle bir dönemdeyiz.
Bunu
daha yazmalıyım.
Nokta.
Es.
(14 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder