Dünya’da
178 devlet var ve bunların 125’i yanılmış devlet.
Bu durum
neler demek olabilir?
Bir: Tarihte
de hep böyleydi veya biz şu an özel bir dönemdeyiz.
İki: Neo-liberalizmin
devleti küçültmesi işlevsiz bir süreçmiş.
Üç: Tarihte
devletlerin sayısı artarken işlevleri zayıflıyor gibi.
Koloniyalizm
açısından bakalım:
1945
gibi 75 devlet var idi. Bu, 100 küsur eski sömürge – yeni devlet demek. O
bölgelerin önemli bir bölümü, tarihte zaten hiç devlet kurmamıştı.
Buradan,
asıl sorumuza geliyoruz:
Anarşizm
ideolojisi açısından, hiç devlet kurmamak mı evla, yanılmış devlet mi, devlet
yıkmak mı?
Bu
soruyu hiç kimse sormamış.
Oysa,
Bellegarrigue zamanında bile, Latin Amerika eski sömürgeleri – yeni devletleri
oluşumları vardı ve epeyi de kanlı süreçlerdi.
Sanırım
bu soru, her potansiyel-müstakbel devlet açısından, farklı sorular ve epeyi
farklı yanıtlar biçiminde tezahür eder.
İsrail,
1948’de kurulduğunda, kurulmasına karşı olan Museviler de vardı. Ancak onlar da
dahil hiç kimse, coğrafi olarak İsrail’e değil de, Doğu Almanya’ya devlet kurma
gereğini tartışmadı. Sonra, 2 milenyum uzakta kalınmış anavatan gibi komik bir
durum vardı.
Kürdistan
kurma süreci ise, son 70 yıldır hep emperyalistler desteğiyle becerilmeye çabalanıyor.
3 milenyumdur içinde oldukları topraklarda, tek başlarına neden devlet
kuramadıklarını da bir türlü tartışmıyorlar. Şu an devlet kurma düşüncesine
karşı olan genç Kürtler de var ama Kürtler’de yaşlı erkeklerin iktidarı, yani
gerontokrasi bir gelenek.
Bir de,
anarşizmin tözü açısından bu durumlara bakalım:
Anarşizm,
devletlerin kendilerini yıktığı konusunu pek incelememiş. Dolayısıyla, bir
devleti yıkmak için uğraşmanın, o devletin kendisini yıkmasını beklemekten
madden ve manen daha pahalı olabileceğini de düşünmemiş ve irdelememiş.
Kaldı ki
Makhno 1920 Ukrayna da böyle bir durumdu. Çarlık Rusyası, Osmanlı gibi yolun
sonundaydı ve 1. Dünya Savaşı sona vesile oldu.
Bu
durumda, anarşizmin sorusu şu:
178
devletin 125’i zaten kendisini yarı veya daha çok yıkmışken, onları yıkmak için
daha da uğraşmak mı?
Yıkılmış
devletler bölgelerinde özerk birimler oluşturmak mı?
Tarihte devletin
çöktüğü ve/ya hükümetin olmadığı epeyi durum da kayıtlı.
Buna bir
de, yangında kurtarılacak ilk şey ve olunacak kitap yokluğu da eklenmeli.
Bu, özgürlük ama anarşinin ötesi bizce.
Nihilizm de değil. Kazara birleşmiş birçok eksi eğilim demek aslında. Eğer o
tüm vektörler uzun vadeli ise, 200-300 yıl daha kuburun içindeyiz demektir.
Devamındaki
aşkın-soru ise şu:
Homo
Posterus’un yolu ve eksodusu, bu koşullarda açılıyor mu, kapanıyor mu? Uzun vadede,
orta vadede ve kısa vadede.
(28 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder