Ertem
sanırım, Dünya Kadınlar Günü için, yalnızca kadınların söylediği bir kadın
şarkıları albümü için çalışmış.
Orada
yaptığı 2 büyük hatasını gördüm:
Bir:
Kadın
kadınalık, hoş bir şey değil değil, kadın faşizmidir. Erkek erkeğelik, hoş bir
şey değil, erkek faşizmidir. Birarada yaşamak, çokluğun b.kluk olması nedeniyle
mümkün değildir ama 1 kadın ve 1 erkek, tarihin ve uygarlığın 5 bininci yılında
hala birarada yaşamayı sevmiyorsa ve bunu becerememişse, bunun anlamı epeyi
acıdır: Toplumsallığın % 75-80’i budanır.
Tabii
bir de alaturka kadın kadınalık var: Kadınlar günü, dedikodu, kadın dili, kadın
kültü. Bir kadının bir kadınla yalnızken konuşmaya başladığında, ses tonunun
değişmesi bile, kadın sahtekarlığının kanıtı olmaya tek başına yeter. Bir
kadın, bir kadınla yalnızken kendi değildir, çünkü ikinci bir kadınla yalnız
kaldığında ses tonu yine değişir. Yalancılık dişil bir özelliktir, tezinin bu
denli doğrudan kanıtlanması da acı.
İki:
Şarkı
söyleyen kadınlardan biri, bugünkü adsal varlığını yalnız ve yalnız 2 erkeğe
borçludur ve birini aldatmıştır. O biri de, onu şarkıcı yapan erkektir.
Kendisinin kökeni bellidir, şu anki statüsünün adı bellidir.
Eğer
Ertem, bu türden insanlarla düşüp kalkarsa, sonunun onlara benzemesi olasılığı
ortaya çıkar.
Ertem’in
yaşam ve şarkıcılık çizgisinde başka hataları da var:
Sesi,
erken inişe geçti.
Kendine
uygun beste ve güfte bulamıyor, ekibi uygun değil yani.
Tuhaf
bir imaja kilitledi kendisini: Olamayacağı kadar vamp.
Ertem’i
bana şarkıcı olarak bir erkek dinletti. O muhteşem yorumu ile:
‘Düşmedim
Daha’.
Kendisinin
Kadınlar Günü’nü kutluyor, dost acı söyler, diyor ve Sezen’den ders çıkarmasını
umuyoruz.
Yoksa
düşer ve düşene tekme atarlar ne yazık ki.
(8 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder