Çarşamba, Mart 29, 2017

Aydınlıkçılar'ı Değillemek

43 yıldır onlarla muhatabım. 43 yıldır bana saç baş yolduruyorlar.
En son, Perinçek’çiler ve muhalefet, parti genel kurulunda Mart 2017 başında kapışmışlar. Kamuoyuna ancak yansıdı.
Muhalefetten Hikmet Çiçek şöyle demiş:
“Siyaset kuvvet için yapılır. İktidar için yapılır. Büyümek için yapılır.”
Bir yanlışın bu kadar açıkça savunulmasına çok şaşırdım.
Hem güç, hem iktidar istiyor. Azla yetinmiyor. Aç tavuk kendini buğday ambarında görüyor.
Siyaset bunlar için mi yapılır?
Hayır.
Peki, siyaset ne için yapılır?
İnsanına, grubuna, toplumuna bağlı.
Seçim barajı yoksa ve senin küçük azınlığının oyu, 1 milletvekili çıkarmaya yetiyorsa, onu alır ve onunla yetinirsin. Hükümete girmeye çabalayan oportünizmde olmazsın, bizim Türkler bunu bu sıralar AB ülkelerinde çokça yapıyor örneğin. Bu, en hafifinden ayıp bir davranış: Dağdan gelip, bağdakini kovmak.
Daha da azınlıksan veya söylemin epeyi marjinalse, meclise girmeye de çabalamazsın, Almanlar’ın ‘politik aktif’ dediği şeyi yaparsın, sokağın ve yaşamın içinde eylem yaparsın. Eylem deyince de, parlak-şaşalı veya gürültülü şeylerden söz edilmiyor, hemen görülmeyen ve işitilmeyen uzun vadeli işlerden söz ediliyor.
Tersine bakalım:
Çiçek ve Perinçek, kurguda karşıt gibi sunulmuş ama aslında 2’si aynı zihniyette. Aydınlıkçılar, 1980 öncesinde on binde bir veya daha az oranda idiler, şimdilerde binde bir veya daha çok orandalar. Çiçek’in dediğini Perinçek yapmış işte, karınca kararınca hava kararınca.
Bu, önemsiz bir büyüme olabilir ama yine de büyümedir.
Sorun, Perinçek’in bunu elde etmek için yaptıklarıdır ve Çiçek, onlara yaklaşık 30 yıldır okey demiştir. Sonra, geç ayan Rin Tin Tin gibi ah demiş, o kadar.
Yani, al birini, vur öbürüne.
Aydınlıkçılar ile ilk dalaştığımda, namaz kılanları dövmeye kalkmışlardı. İkinci dalaştığımda, şeriatçılarla işbirliği yapıyorlardı. Aradan yalnızca 6 ay geçmişti. 2 grubun arakesiti ortak insanlar da vardı.
1980 öncesinde var olan 30’un üzerindeki fraksiyonun mensubu kişilerle muhatap oldum. Bir anarşist olduğumu da, onlardan ve onların söylemleriyle öğrendim. Onlar için bireysel özgürlük, aşağılayıcı bir şeydi.
Fraksiyon olarak diğer fraksiyonlardan hiçbirini de evetlemedim.en çok hayırladığım grup ise, TKP’liler idi. Oturup onlar üzerine bir kitap yazabilirim ama değmez. Ölen ölmüştür, olan olmuştur, onlar da tarihin kabirini ve kuburunu boylamıştır.
Aydınlıkçılar da öyle:
Ancak kendileri, tarihsel inkıtalardan yararlanıp, zombi zombi tarihten rol çalıyorlar.
(29 Mart 2017)

Hiç yorum yok: