Bu
kitabın da tıpatıp doğru çıkacağını ummazdım doğrusu. Bu, Arendt’in bir kitabı
ve onun başına çok iş açtı. Benim de doğru sözlüğüm hep başıma iş açtı, şu anda
da öyle.
Orada,
Nazi döneminde yaptığı tüm kötülükleri emredildiği için yapan bir memur
olduğunu savunan bir savaş suçlusu vardır.
Benim
de, AKP döneminde, kitaplarını yok eden Tübitak’ta, kasıtlı hata yapan ÖSYM’de,
önüne gelen kanalı anti-demokratik olarak silen Türksat’ta bunlar yapılırkenki
dönemde çalışmış bir arkadaşım var.
Namuslu
bir memur olduğunu, kimsenin hakkını yemediğini savunuyor. Aynı o Nazi gibi,
düzenin yalnızca bir vidası olduğunu savunup, durumdan sıyırtmaya çabalıyor.
Ben de
ona bir utanmaz olduğunu yazdım. O da bana bir salak olduğumu söylemiş, onu ben
ıskalamışım ama.
Bunu
internette naklen yayın izleyen en az 50 kişi var. Tık yok. Olumlu veya
olumsuz.
15
Temmuz’da inanılmaz gaflar yaptılar, şimdi de 16 Nisan seçimlerinden 1-2 hafta
sonraki 40. lise mezuniyet yılımızı illa ki kutlamak arzusundalar.
Tarihte
hep böyle:
18 bin
kayıp, 18 bin faili meçhul sağlayan kişi, Bunu emirle yaptığını söyledi.
Hapiste yattı. Şu an hala aktif görevde. Aynı yöndeki bir görevde.
24 yıl
önce onun sonunu getirdiği kişilerin en yakınlarının bazıları, bugün onu göreve
alan AKP seçmeni durumunda epeyidir.
Kitle
bu. Normal bu.
Bunlara
isyan ettim.
Karşılaştığım
tutum-davranış, 90 küsur kişilik bir cemaat olarak, arkadaş olduğumuz, kol
kırılıp yen içinde kalacağı yönünde.
Kötüyle
işbirlikçilik normalin kanında ve geninde var yani.
Zihnimin
içi tımarhane, dışı toplama kampı. Tımarhaneye 57 yıllık toplama kampı deneyimi
neden oldu, toplama kampını yaratanlar da ailem, arkadaşlarım, vd.
Ama ben
ne Kafka’yım, ne de Fassbinder. Atay’ın yapamadığını yapıp, ölümü bilmem
kaçıncı kez atlatıp, kobalt-60’lamaya kadar varabilecek derecede, burunlarından
fitil fitil getireceğim.
Yapamazsam,
topal karınca hac yolunda ölmüş demektir.
(2 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder