Cuma, Temmuz 01, 2016

Balaban ve Fakir Baykurt Avrupa’da

Şimdiye kadar okuduğum, Alamancılar’ın içeriden yazdığı, en doğru dürüst 2 kitap bunlar oldu:
Balaban’ın Avrupa’da Dolaşanlar’ı.
Baykurt’ın oradaki anıları (otobiyografik 8 cildin 1 cildinden çok).
Balaban oraya 1980 öncesinde sergi açmaya gitmiş.
Baykurt oraya 1980 hemen öncesinde kaçmak için gitmiş, daha doğrusu bir arkadaşı tarafından dışarı dehelenmiş.
Balaban, Nazım tarafından otodidakt eğitime tabi tutulmuş bir ressam.
Baykurt, köy enstitülü bir yazar.
Balaban ressam ama kitap da yazmış.
Baykurt ressam ama bildiğim kadarıyla resim yapmamış.
Balaban’ın bu kitapta yazdıklarını öne çıkaracağız, çünkü Baykurt’un kitaplarını daha önce yazdık.
Kitabın güzel yanı, her yazı portrenin bir de grafikon portresinin olması. Balaban’ın grafiği / deseni çok çok zayıf. Resimlerinde öyle değil ama.
Balaban’ın dili küfürlü de ama bazı yerlerde ettiği küfürler bana hafif bile geldi. Ben olsam, ana avrat dümdüz giderim o durumlarda.
İkinci bir metin olarak, paragraf notlarla oradaki durumları da irdeleyeceğiz.
Genel olarak diyeceğimiz şey, Baykurt’un berecemediği bir biçimde, Balaban’ın Almanya’nın ve Almanlar’ın kültürel özünü, hamsi kılçığını çekip çıkarır gibi tulum çıkarması. Bence bu kitaptan, o zamanki Almanlar’ın çok çok ders çıkarması gerekirmiş. Lümpen ve dejenere Germen’sel neo-proto-faşizmi, Balaban bilmeden taa o zamanda (1970’lerde, 2010’larda değil) çok çok iyi görmüş ve göstermiş.

(28 Haziran 2016)

Hiç yorum yok: