Balaban,
Avrupa’da Dolaşanlar kitabında, Dachau toplama kampını ziyaret eder. Orada,
öldürülenler listesinde 25 Türk’ün adı vardır.
Konuyu
merak ettim, 2006 tarihli şu bilgilere ulaştım:
“Üstün,
"Kayıtlarda Türkler de var mıydı?" sorusuna, "Evet vardı, 100'ün
üzerinde Türk vardı, 76'sı ölmüştü" yanıtını verdi.”
Ancak,
bunların yurtdışında yaşayan Türk, Musevi, komünist veya Çingene olup
olmadıkları konusunda bilgi yok.
“Gül,
Üstün'ün önergesine verdiği yanıtta şöyle dedi: "Örneğin, Berlin Hür
Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Wolfgang Wippermann ve Prof. Gerhard
Baader'e sunulan ve Mirjam Schmidt tarafından hazırlanan, 'Die Turkei und der
Holocaust' isimli tezin 128. sayfasında, Almanya sınırları dahilinde Naziler’ce
katledilen Türk asıllıların sayısının 1.000 civarında olduğu
belirtilmektedir."”
Bu Gül,
o sıralar dışişleri bakanı olan Abdullah Gül.
Balaban’ın
kitabına geri dönersek (s: 113-115)
Dachau’ya
da 86 Türk girmiş ama akıbetleri belli değilmiş.
Orayı
ziyaret eden Türkler’in graffitileri de şöyle:
Bir
hanım, adını, soyadını, adresini yazmış. Tuhaf olan şey, Balaban’ın bunu aynen
yazmış olması.
Biri de
şöyle yazmış:
Faşistler
böyle öldürmüş, böyle yakmış; biz de sizi sokaklarda diri diri doğrayıp salata
yapacağız.
Ödürecek
olanın tarafı ve öldürülecek olanların kimler olduğu belirsiz kalmış.
Toplama
kampının duvarlarına graffiti karalamak tuhaf ama bunu Türkler dahil, tüm
halklardan olanlar yapmışlar.
Türkler’in
toplama kampı ziyareti de böyle oluyormuş, öğrendik.
Dipnot:
Ek
bilgi:
Dachau’da
23 Türk öldürülmüş.
“Dachau'da
öldürülen 23 Türk vatandaşının anısına yapılan anıt.”
(28 Haziran 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder