Cuma, Nisan 07, 2017

Ali Bayramoğlu Değillemesi

Girizgah:
Bayramoğlu, liberal demokrat sayılanlardan. Yani, 2002-2010 arası Erdoğan’ı destekleyenlerden.
Şerh: Liberal demokrat demek, demokrat olmayan liberallerin varlığını kabul etmek demektir ama onlara sorarsan, liberalizm kendiliğinden demokrattır. Balık, (söylemde) baştan kokmuş yani.
Bayramoğlu, diğerleri gibi, liberalliği oportünizm olarak bildi ve uyguladı. Sol cenah matbuat sayılan Radikal’de genel yayın yönetmeni olamayınca, sağ cenah matbuata geçti.
Şimdi asıl konu:
Bayramoğlu şöyle demiş:
“Ali Bayramoğlu: Bence Abdullah Gül gizli hayırcı; Erdoğan'ın demokrat olmadığını ilk günden görüyorduk.”
İşte bu dezenformasyon, hem de kendi hakkında dezenformasyon. 10-50 kişi arasındaki değişen kadrolu ve imajlı liberal demokrat gazeteci yazarlar, 2015 seçimlerine kadar, Erdoğan’ı gayet demokrat görüyorlardı. Bayramoğlu da onlar arasındaydı.
Olay, bir zamanların ‘komünizm gerekiyorsa, onu da biz yaparız’ mantığına dönüştü. Erdoğan’ı övmek de bunlardan, onu düşürmeye çabalamak da.
Bunları akil adam diye başımıza saldılar ama bunlar ne zekaca, ne de bilgice akil değiller. Toplumun sürüsel duygularını sıvazlayıp, kendilerine pasta parası çıkardılar / çıkarıyorlar yalnızca.
Bayramoğlu’ndan 2 alıntıyla daha, konuyu bağlayalım:
“Muhafazakâr siyasi geleneğin özelliklerinden biri, çok açık siyaset yapmamak, açık ifade etmemek, bütünü parçalamamak.”
+
“…muhafazakâr kesim içinde, kapalı ve nasıl davranacağı belli olmayan, araştırmacıların bile haklarında net bir fikir beyan edemedikleri bir grup var.”
Kendini de tanımlamış, son 15 yıldır AKP sayesinde pasta yiyenleri de.
Sözü edilen demografik grup ise, bildiğimiz kararsız seçmenin gündelik yaşam içindeki versiyonu. Oyunu ve poposunu birilerine satacak ama kimin kazanacağına karar veremiyor. Verse, anında o yana geçecek. Yani, onun karar verememesi, aslında kararsızlık durumu ağırlığını yaratıyor ki kaos matematiğinde bu, bir kritik eşik limit olarak tanımlıdır. 2017 referandumu için bu, % 40-40-20 gibi açıkseçik bir ara momentte. Tarihte ilk kez bir kesim, sandığa gitmeyeceğini açıkça beyan etti. Hegemonlar oyunun kurallarını ırzına geçtiler, kitle ise küstü oynamıyor.
Bayramoğlu’nun bilmediği tehlikeli bir gerçek daha var:
Bu kararsızlar; bu kez eline silah verilip sokağa salınmak üzere, milis güç yapılan ayaktakımı, başıbozuk, lümpen proleterya. Yeniçeriler’in bitiş döneminde yaptıkları gibi, soyulacak yer bulamayınca, kendi mahallelerini soyan tipler.
Bir de, hırsız-yazar Mehmet Kartal’ın saptadığı üzere:
Hırsızlar artık nam olsun diye, soydukları evlerdeki insanları öldürüyorlar. (1990 saptamasıdır.) Lümpenlerin kaybedecek namı var yani, o da ne demekse.
Bayramoğlu’nun süreci, bunları yoktan yarattı ve besledi. Yine tıpkı yoktan var edilen Yeniçeriler gibi.
Bir zamanlar demiştik:
Eski çeri yoktu. Yeniçeri geldi. O gitti, Nizam-ı Cedit (Yeni Düzen) geldi. O gitti, Harbiye geldi. Harbiye de, 2010 ertesinde gitti / götürüldü ama yenisi gelmedi henüz (2017 momenti).
Liberaller devleti yıktılar ve altında kaldılar. Artık mülklüler ve katil-hırsızların hedefi durumundalar.
Bayramoğlu da öyle…
(7 Nisan 2017)

Hiç yorum yok: