Perşembe, Nisan 13, 2017

Sokak Kedisi Severken Mutfak Eldiveni Takan Gençkız

Tam Ekşi Sözlük başlığı gibi oldu.
12.04.17 günü böyle birini gözledim. Yaptığı, kültürel bir  gösterge olarak, beni çok ilgilendirdi. Bu, yeni bir davranış, kedi evleri gibi, hurdacıdan mal alırken aynı eldiveni takan sonsuz ergenlerin davranışı gibi.
Bence kızın kediye karşı alerjisi filan yoktu.
Sokak kedisini sevmeyince, kendisinde herhangi bir manevi eksiklik de oluşmayacaktı.
Titiz biri veya annesi titiz biri.
Konuyu genişletelim biraz:
Eskiden yalnızca gençkızlarda olan ama şimdilerde giderek 50 yaş üstüne doğru ilerleyen tuhaf bir davranış var:
Bir sokak kedisi görünce, inilti-çığlık arası tuhaf bir ses çıkarıp, kediye pike yapıyorlar. Bu davranış gençkızlarda abartılı el kol hareketleri ile dikkat çekmeye yönelik ekler içeriyor.
İlginçtir ama bu davranış turist kadınlarda da var.
İlgi çekme arzusu mu?
Belki, bir bakıma.
Ne yaptığını biliyor mu veya yaptığına dikkat ediyor mu?
Hayır. Çünkü bu tür insanlar, kısa eteklerini çekiştirip dururlar, bacakları görünmesin diye, yani dış görünüşlerine aşırı önem verirler. Öyle acaip bir çığlık-iniltinin sakil kaçtığını bilseler, öyle yapmaktan uzak dururlar.
Bizim bakış açımızdan kültürel gösterge yorumu, kültürel gösterge epistemiğinin adreslemedir. Bu davranışın da adresi, kendisi nev-icat olduğu için, benzer nev-icat davranışlarla benzerliğidir.
Sokaklarda gezdikçe, kedi evlerinin tasarımı mı diyeceğiz, mimarisi mi, her neyse onun tasnifini yavaş yavaş yapmaya başladım.
Burada bilinçsizlik var:
Altı üstü bir ambalaj için karton kutu atığı ama onun da bin bir çeşidi var ve onu ikincil nedenle kullanan kişi, o tümel kümeyi bilmiyor.
Aynı şey, plastik eldiven takan kız için de geçerli:
Bulaşık eldiveni, mutfak eldiveni, yemek fabrikası eldiveni, çakma market cerrah eldiveni, gerçek cerrah eldiveni ayrımlarını bilmiyor.
Önemli olan o eldivenlerden hiçbirinin kediye dokunmak için yapılmamışlığı.
Bu da bir gözlem ve bir yorum dizisi işte.

(12 Nisan 2017)

Hiç yorum yok: