Çarşamba, Nisan 05, 2017

Zizek İrdelemesi

Kendisi, Türkiye’de ve Dünya’da son 15 yılda yükselen ve moda olan yazarlar arasında yer aldı.
Kendisinden uzun bir alıntı ve peşisıra irdeleme:
“Solun görevi, tam aksine kendisini liberal modernleşme ile anti-modernist geri tepki arasındaki tüm muhalefet alanından her zamankinden daha fazla “çıkarmasıdır.” (34) Toplumsal hayata durağan Hıristiyan değerleri yüklemek biçimindeki müspet projesinin peşinden gayretle gitmelerine rağmen, anti-moderinst köktenci geri tepkinin son derece tepkisel bir fenomen (Nietzsche’ci anlamda) olduğu asla unutulmamalıdır: Bunun çekirdeğinde, yeni bir toplumsal projenin peşinde etkin bir şekilde giden müspet bir siyaset olmayıp, hareket ettirici kuvveti, algılanmış bir tehdide karşı savunma olan bir korku siyaseti vardır.”
(Kaybedilmiş Davaların Savunusu Adına.)
En genel saptama:
2017 momentiyle, aslında 2010 momentiyle en makro saptama:
Hem marksist Dünya Sistemi yanıldı, hem de kapitalist neo-liberalizm yanıldı.
Bu, Hegel’in taa en baştan imlediği, tez-antitez dekadansı durumu.
Çatıştılar, yenişemediler, çözüldüler.
Özetle durum bu.
Dewey 1947 momentli ve kapitalist bir siklusçu, Wallerstein 1960’lar momentli ve marksist bir siklusçu.
2’si de dönemselliklerdeki makro dönemlerin kaçınılmaz gibi olduğunu imliyor ve biz 2000’den beridir kendi ellerimizle yarattığımız bir makro-iniş-çöküş dönemindeyiz.
Dolayısıyla iki taraf da, kaybedilmiş davaların savunucusu durumunda. Bunu, moral açıdan iyi ve kötü, olmalı veya olmamalı gibisinden irdelemeyeceğiz. Durum saptaması yapmış olacağız yalnızca.
Öncüllere ve ardıllara bakacağız.
Öncül, tekkutuplu bir Dünya’yı sıfırkutuplu bir Dünya’ya çeviren ABD.
Ardıl, Homo Posterus, uzay devletleri (ilki Asgardia 2016), ölümsüzlük.
Eğer bu aralık 1 ve % 100 ise, Zizek 0,01-0,05 ve % 1-5 düşüncesel verim durumunda demektir. Yani zekası ve bilgisi, halihazırdaki durumu algılamaya ve çözümlemeye yetmedi ve kendisi yazarlar mezarlığına gömüleli epeyi oldu bizce. Biz, onun ölü zihninin patolojisini irdeliyoruz burada.
Gelelim alıntılara, parçasal düşüncelere ve mikrolara:
Solun görevi hiç olmadı. İşçi sınıfı ile sol siyasal partiler, % 1-5 arakesitlendi son 150 yılda. Böyle olunca sol denilene / sayılana, üniversite öğrencileri, etnik azınlıklar ve Lgbti’ler kaldı, yani slaktivizm.
Toplumsal hayata değil Hristiyan değerleri, hiçbir manevi değer yüklenemiyor, çünkü tüketici manyaklığının 35 yılından sonra bu imkansızlaştı. Bugünün Hristiyan dünyasının da, İslam dünyasının da, en büyük derdi maneviyatsızlık. Muhafazakarlar, aile kurumunu tasfiye edince böyle oluyor tabii ki. Maneviyat söylemi, maneviyat gerçeksemesi de olamıyor.
Doğrudur etki-tepki düzenekleri işliyor ama Zizek’in bildiği biçimde değil:
Yenişemeyen 2 düşman / tez-antitez ikilisi, çatışmanın ardılı olarak çözünüyorlar. Bu kez, arkadan gelen hegemon aday adayı da yok ortalarda.
Bu iktidar boşluğu, Yeni Orta Çağ’ı yarattı.
Şerh: İktidar çokluğu da, iktidar boşluğu / vakumu da orta Çağ yaratabilir. Asıl Orta Çağ, 400 Roma, 800 Şarlman, 1200 Haçlı devletleri yıkımları ve iktidar vakumu demek oldu. Orta Çağ, bir de böyle okunabilir.
Determinizmin, pozitivizmin, bilim kilisesinin saçmalık yükünü taşıyacak bir ana-çatı manevi örüntü yok ortada.
Böyle olunca, rasyonalizm de çöktü, irrasyonel bir çağa girdik. Bunun öncülleri olarak, kadın yüceltmeciliği, sözlü kültüre aşırı yoğunlaşma gibi ön belirtiler göstermişti tüm Dünya’da.
Sonuç olarak, sonul yitirilmiş bir dava yok. Yolları çatallanan ana-akım tarih gidişi var. Küçük devletler, yalıtık ekonomiler gibi olgular da, pekala yeni Einstein’lar çıkarabilir.
21. Yüzyıl, her biri tarihi devirebilecek 10-20 büyük krizle (aktuel ve potansiyel olarak) doldu şimdiden, yani boşa geçecek gibi. 22. Yüzyıl da 2. Sanayileşme ön-rönesansı olacak. 2250 gibi de tarih düz yola girer yeniden.
Zizek’in görmediği, insan türünün tarihini, Afrika’dan 50 bin yıl önceki son-asıl çıkış, Neolitik Devrim, Dünya sistemi tarih ve Homo Posterus biçiminde aktığı. Ağaca bakarken ormanı göremiyor.
Tümel düşünemeyen düşüncü, düşüncü değildir.
Zizek de, bir düşünür değildir.
Moda edilmiş bir yazardır yalnızca.
(5 Nisan 2017)

Hiç yorum yok: