Tarkovski
kendini, 20. Yüzyıl’a değil de, 19. Yüzyıl’a ait bir sanatçı sayarmış,
Tolstoy’lar dönemine ait yani. Onun gibi bir de Boris Pasternak vardı ve ikisi,
Pasternak’la arkadaş olan Tarkovsky’nin babası aracılığıyla, tanışırlarmış
zaten. SSCB, klasik Rus edebiyatı geleneğini bozduğu için, 1917-1987’de o
yazarlar çıkamadı yeniden. 200 yıl aynı şeyi yazmak da acaip bir şey aynı
zamanda.
Ben de;
1. Dünya’nın 18. Yüzyıl’ı anlayışıyla yazılmış 19. Yüzyıl romanlarını 20.
Yüzyıl’da okuyup, 21. Yüzyıl’ın ilk dahisi olma hayallerini kurdum bir 3.-4.
Dünya ülkesinde.
Tarkovski,
romantizmi ve panteizmi de farklı tanımlamış. Romantikleri fazlasıyla bireysel
teşhirci bulmuş, bu açıdan idealizmi yeğlediğini imliyor ama bence
romantizm-idealizm eşlenik gibi. Onun panteizm saydığı şey ise, animiz, çünkü
bildiğimiz doğa canlılıkçılığı, işin içinde gökadalar falan yok, çiçek böcek
var yalnızca.
Tabii
burada sanatın çokça duygusallığı, azca davranışsallığı var.
Davranışsız-kognitif nitelik-yan, sanatta veya sanatçı Tarkovski’de boş anlamlı
semantikte. Bunu, ‘Solaris’ romanı ve Lem düşüncesi üzerinden, ev takınaklı
‘Solaris’ filmi ile açıkça kanıtlamış. Duygusalca hayran olduğu annesi
üzerinden de, pasif ama aşırı-matriyarkist olmuş.
2017
momentiyle çapraz medya, bunları elinin tersiyle süpürüp attı çoktan. Benim
olmak istediğim dahilik, çapraz medyanın bilim-sanat praksisi dahiliği, bunu
bilimkurgu-gelecekbilim sentezi ve sentez mümkünsüzlüğü üzerinden belki 30 yıl boyunca
tarttım durdum.
Sanırım,
beni engelleyen o taa 300 yıllık geri çekme idi: 18. Yüzyıl zihniyetiyle 21.
Yüzyıl’da düşünemezsin.
Nasıl ki
sanatın içine 20. Yüzyıl’da fotoğraf ve sinema girdiyse ve eski Yunan’ın 6
sanatı, 9 sanat olduysa, çapraz medyanın açtığı yol ile de yeni aşamalar
yaşanacak. Bu da, ancak 21. ve 22. Yüzyıl zihniyetiyle mümkün olabilir. 23.
Yüzyıl’da çapraz medya da tekleyebilir, çünkü işin içine organik-tam-holografik-sanat
girmiş olacak.
Tarkovski
bana bunları hissettirdi.
(9 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder