Son 10
yılda 2 dalga anımsıyorum:
Bir:
Pet
şişelerin az-koyu mavi kapaklarını toplamak ve biriktirmek. Çok para ettiği
sanılıyordu. 2011-2013 arasında sürdü.
Sonra da
aylarca, sağa sola asılı toplama pet şişeleri öylecene ortada kaldı. (Bu, İstanbul-Kasımpaşa
gözlemi.) Kimse de ellemedi onları.
İki:
Kedi
evleri. 2016-2017 kışında yüzlerce kedi evi yapıldı. Kedi evi tartışmasında
cinayet işlendi. Kedi evleri yakıldı. Fabrikasyon kedi evi üretildi. Kimsenin
aklına, kedilerin doğada yuva yapmadıkları, evcil kedilerin de yuvasının
olmadığı, kedinin evin olmadık yerlerinde (örneğin gardropla duvar arasındaki
boşlukta) uyumayı adet haline getirdiği gelmedi. Kedi evlerini ayakaltı veya
gözönü olmayan yerlere yapmadılar, yani yapılanı teşhir ettiler.
19.04.17
günü, değiştirme mevsiminde kaşınan tırnaklarını kaşımak için, kedilerin
parçaladığı bir kedi evi gördüm. Bu, salgının doruğunun geçilmiş olduğunu bana
düşündürttü.
+
Geziciler’in
davranışının da bu türden bir viralite içerdiğini düşünüyoruz. O. yıllarında 1
milyon kişiyi biraraya topladılar, 2. yılda 0 kişi topladılar.
Siberuzay
/ sosyal medya yaygınlığı öncesinde, bu türden sıkı örüntülü bir toplumsal yapı
var mıydı, yok muydu, ayrıca tartışmak gerek. Ancak, giysi modasının biraz
gevşek olarak izlendiğini imlemek uygun olur.
Asıl
parametrenin, 1975 sonrası doğumlularda gözlenen, ebedi ve ezeli ergenlik yaş-momenti
ve onların çocukluklarında sahip oldukları pedokrasi hegemonyası olduğunu
düşünüyoruz. Bu yaratıklara çok fazla zihinsel varlık atfedildiği için, eksi
zekalı ve eksi bilgili olduklarının akıllara gelmediği, tüketici davranışı
üzerinden, çok kolay etkilenebildikleri ve manipüle edilebildikleri gerçeğinin
geçerli olduğunu düşünüyoruz.
(19 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder