Mekan:
Taksim Gezi meydan merdivenlerinin tepesi.
Birini
Sloven, birini Hırvat saydığım, 2 televizyon kameramanı ve spikeri
ikilisiherhalde seçim öncesi gece çekimi yapıyorlar.
1 zenci,
Hırvat saydığım spikere kendi telefonuyla kendi selfisini 2 kez çektirdi.
Türk bir
annenin çocuğu, kameramanın ayaklarının çevresinde dolandı.
Ortadoğulu
saydığım 2 kadınlık 1 ekip, Hırvat kameraman ve spikerle diyalog kurdu.
Böylelikle 3 tv ekibi oldu.
Zenci
geri geldi ve kameramının önünde durdu.
Aşırı
derecede kısa, 2 Doğu Avrupalı gençkız geçti. 1’i küçük memeli ve sütyensizdi.
Kadın
spiker konuşmaya ve yayına geçti. Tüm sunucular gibi, aşırı hızlı konuşuyordu.
Tüm
bunlar olurken, son gün ışığı gece karanlığına devrildi.
Sol diz
altındaki bacağım feci ürtiker kaşıntılı oldu.
Sular
İdaresi’nin arkasına cami yapımı için kazı ve hafriyat taktakları sürüyordu.
Göreli
güzel bir bahar gecesi için, meydan boş sayılır, az turist var.
Zenci
hala buralarda. Hırvat spikerle diyalog kurdu.
Kürt bir
çocuk, benim Hırvat saydıklarıma, ‘Where are you from?’ dedi. Kameraman Bulgar,
spiker Romen olduğunu söyledi.
Dişi,
kirli beyaz renkli, ufak tefek bir köpek, aramızdan tedirginlikle geçti gitti
ve çevreye korkar bakışlar fırlattı.
Ortalıklarda
hiç polis yoktu.
Romen
spiker, Sloven saydığım kıza, kimle söyleşi yaptığını ve ne sorduğunu sordu. O
da İstanbul Üniversitesi’nden bir hocayla söyleşi yaptığını belirtti.
En
sonunda ben, evsiz çorbasını içmek için, Firuz Ağa Camii’ne doğru yola
koyuldum.
(15 + 17 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder