Pazartesi, Nisan 24, 2017

Kutuplaşmanın Nedeni ve Sonucu

Küçük kentlerdeki yüksek evet oyunun nedeni için Neşe Özgen açıklaması:
“Kırsal ve küçük kent kesimleri, üretici değil artık, devletten alacağı ulüfeye bağlı. Devlet onları kıstırmış durumda. Büyükkentte de işsizlik var ama orada baskı kırılabiliyor.”
Yorum:
Bu, bir açıklama. Ancak, yeterli değil.
Büyükkentte de vakıf veya mafya ulüfesi var da, devlet baskısı kırılabiliyor. Yani, küçük-sultan-cık’laşma her yerde var. Ancak, satılık oy durumunu AKP icat etmedi, onu yalnızca kullandı.
“Neşe Özgen, toplumda uzun bir süredir bölünme ve kutuplaşma yaratılmaya başlandığını, "ırkçı ve İslamcı söylemlerle kışkırtılan" bu ayrımın çok tehlikeli olduğunu vurguluyor.”
Her 2 kışkırtma da aşırı çakma, 2 günde unutulur, MHP ve MSP söylemlerinin 1980 ertesinde unutulması gibi.
Bölünmenin, laik-şeriatçı-Kürt üzerinden 3 tane olması, diğerlerinin (örneğin Alevilik’in şimdilik) işletilememesi nedeniyle. Asıl bölünme, eğitim, çalışan kadın x ev kadını, kıyı x kara toplumu, yeni bilinçsiz oy, kırsal x kentsel kesim üzerlerinden işledi. İpsos araştırması bunu açımladı.
Nigar Tuğsuz ise şöyle demiş:
“… eğitimli, şehirli kişiler dediğimiz kitlenin bir kere her şeyden önce demokratikleşme beklentisi daha yüksektir.”
Külliyen geçersiz bir saptama. Türkiye’de eğitimli kesimde de bir demokrasi geleneği oluşmadı. Bugün Erdoğan’a hayır oyu verenler, son 15 yılda Erdoğan sayesinde abidik gubudik işlerden havadan para kazandılar. Erdoğan’ın anti-demokratik hiçbir uygulamasına ses çıkarmadılar. Başta liberal demokrat geçinen o gazeteci taifesi böyle.
Akademisyenlerin yaşamdan uzak yorumları beni deli ediyor. Kimse demiyor ki referandumdan önce de, zaten % 50-50 kilitlenmesi vardı. Her seçimde % 20-40 seçmen kararsızdır. O karasızın bir seçimdeki oyu, yalnızca bir kereliktir. İnsanlar, bir sonraki seçim geldiğinde, 3 önceki seçimde kime oy verdiğini hatırlamaz bile. Her 2-3 seçimde bir, Türkiye’de son 35 yıldır  partiler habire sıfırlanır çünkü.
Kutuplaşma, 70 yıllık becerilemeyen çokpartili yaşamın sonucu.
Varacağı yer, TC’nin parçalanması ama ona da bölgesel yapı izin vermiyor. Çevredeki durumu yaratanların TC’nin parçalanması veya parçalanmaması ile ilgili bir geçerli-beyan’ı yok.
Dolayısıyla, bir yere akamayıp, olduğu yerde mayalanan bataklık suyu gibi TC. Yani melezlenmeler ortaya çıkacak, Alamancılık’ın çıktığı gibi.
En önemli sonuç bu olacak bizce.
(24 Nisan 2017)

Hiç yorum yok: