Girizgah:
Yıllarca
PKK hakkında AİHM’nde dava açılmasını ve kazanılmasını önerdim. Onlar ne yaptı?
Koydular oraya Baskın Oran gibi birini, tüm uzlaşmalarda TC aleyhine karar
aldırdı, sonra gidip HDP muadilinden milletvekili adayı oldu ve kazanamadı.
Asıl
konumuz:
Seçim
usülsüzlükleri.
Bu
konuda da asıl sorumluluğun CHP’ye düştüğünü yazdık. ‘Oy ve Ötesi’
engellenebilirdi ve engellendi de. CHP’yi de engellerler ama yeterince değil.
Ancak,
zerrece ariflik, zerrece sağduyu, zerrece bilgi taşımayan slaktivistlerimiz ne diyor?:
“sizin o
çomar dediğiniz insanlar var ya en ücra köyde en ufak yerdeki sandığı
bırakmadı, takip etti.. siz de başında dursaydınız en azından mühür var mı
nasıl var baksaydınız hepsini geçtim sonuç tutanağını alsaydınız çekseydiniz
şimdi biraz daha farklı olurdu her şey. evetçiler hayvan gibi takip ederken siz
burda olmamış yeaaa diye dövünüyorsunuz.”
Külliyen
uygunsuz.
Hiçbir
sandık başında AKP’li sıradan insan durmadı, onların kendi profesyonelleri var.
Sorun,
CHP’li profesyonel olmamasında. Para verme bölümüne katılıyorum. Gönüllü
olmazsa parayla olur. Kaldı ki sonuçlardan görüldüğü üzere, üçkağıt Anadolu’da
yapılabildi, büyükkentlerde değil. Burada HDP’de de hata var: Seçmenin satılık,
o zaman da bu kezliğine sen satın al bilader, hiç olmazsa mühürsüz oy kağıdı
sayısını sapta.
Sonra,
alıntıdaki slaktivistin en büyük hatası geliyor:
“sakarya,
büyük taarruz halktan toplananlarla kazanıldı mesela osmanlı cephanesiyle
değil..”
Sakarya,
ne yazık ki SSCB parasıyla, silahıyla, stratejik desteğiyle (Rus generali
cephede bizzat yer aldı) kazanıldı. Halk, artık savaştan bıkmıştı, askerden
kaçmakla meşguldü (Halikarnas Balıkçısı’nı az kaldı idama götürecek olan gerçek).
Eşraf ise, yasaklanmışlığına karşın, Konya’da Yunanlılar’a buğday satmakla
meşguldü.
Sözü
nereye bağlayacağız:
AGİT
temsilcileri, YSK görevlileriyle seçimden 2 gün sonra görüştü, CHP temsilcileri
değil.
Eğer AKP
yargılanacaksa, bu uluslararası sularda olacak, bu CHP’nin muhalefet yaptığı TC
içerisinde değil.
Kısacası:
Bilmeden
yazmayın.
(18 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder