Tarkovsky’nin
babası aslen Ukraynalı imiş.
Çernobil
de Ukrayna’da.
Çernobil
reaktörü patladı. Tarkovsky öldü. Aynı yıl.
Perestroyka.
Aynı yıl.
Bir
dönem kapandı, bir dönem açıldı.
Tarkovsky,
20. Yüzyıl değil, 19. Yüzyıl sanatçısı olduğu kanısındaydı. 21. Yüzyıl’ı da
görebilirdi ama göremedi.
‘Stalker’in
oyuncusu, asistanı olan karısı ve Tarkovsky, aynı hastalıktan ölmüşler ama
epeyi farklı yıllarda. Filmin çekildiği mekan olan kimya fabrikasından
zehirlendikleri kesin ama bazıları, bunu SSCB yöneticilerinin yaptığı
kanısındalarmış.
Başka
bir erkek film yönetmeni, kazara reaktörün patladığı dönemde, Çernobil
bölgesinde karısıyla belgesel film çeker. Karısı kanserden ölür. Adam, bunun da
belgeselini yapar.
Kimileri
kendiliğinden erken ölür, kimi kazara erken ölür, kimi erken öldürülür.
Hep
merak eder dururum:
Tarkovsky,
81 yaşında hangi filmi çekerdi ya da 8. filmini hiç çeker miydi?
Çünkü,
kendisi gibi SSCB lanetlisi olan, babasının arkadaşı, ‘Dr. Jivago’nun yazarı
Pasternak, ona yalnızca 7 film çekebileceğini söylemiş. Tarkovsky de, mümin bir
spiritüalist idi.
Doğrular,
yanlışlar. Doğrular, yalanlar. Düşünceler, duygular:
Aralarında
21. Yüzyıl’da bile hala denge kurulamadı.
(9 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder