Cuma, Nisan 21, 2017

Kutuplaşma Söylemi Saçmalığı

Bakıyorum, kutuplaşmadan en çok yakınanlar, bir zamanlar kendileri kutuplaşma yaratmış olan ‘68’liler ve ‘78’liler. (Sonra da, yaptıklarına çocukluk, ergenlik, gençlik hatası diyorlar.)
Bakıyorum, kutuplaşmadan en çok yakınanlar, alt sınıflardan gelip sınıf atlamış olanlar. Pastaları incinsin istemiyorlar yani.
Bakıyorum, kutuplaşmadan en çok yakınanlar, 55 yaş üstü emeklileri, üstüne bir de İstanbul dışına yerleşmişler. Onlara giren çıkan yok yani, istedikleri an ülkeyi terkedebilirler de.
Alevi x Sünni, Kürt x Türk, şeriatçı x laik, şu x bu. Bunlar bahane. Türkiye halkları ümmilik üzerinden proto-feodal kültürel moda ve Arap atasözü durumuna geriledi: 2 kardeşsek birbirimizle kavga ederiz, amcaoğlu gelirse, 2 kardeş birleşir, ona karşı kavga ederiz.
‘Kavga’ yerine, ‘savaş’ de: aynı şey.
Evrimdeki geleneksel insan sürüsü büyüklüğü, hepi topu 200 ila 900 kişi olmuş, davranışlar ona göre yani. 80 milyonluk TC’nin veya 7 küsur milyarlık Dünya’nın mayoz bölünmeleri olağan o nedenle. Akışkan hücresi savrulması gibi bir şey yaşanan. Akışkanlıkta blokların niceliği ve niteliği akabilir, faydaki gibi katı hal modeli yoktur.
Beni ilgilendiren, bu fay hatlarının feci yapay olması.
Malını çalmak istediği kişiyi gavur saymak, Aleviler’in 5-10 altbiriminin birbirinin varlığını bilmemesi veya inkar etmesi, Kürtler’in Türkiye’de işgalci bir halk olduğunun inkarı, şeriatı bile beceremeyenlerin işi çirkefliğe vurması, Rusya’nın İstanbul’u kendisinin hak etmişliği ve alaturka-engizitör yeniden fetih savlarının kompleta absürlüğü, vd, vb: Gerçek durumlar bunlar.
Diğer bir deyişle ve yeni söylemle:
Mal varlıkları bir kez daha el değiştirecek: Talanla ve yağmayla. Her zamanki gibi. Ticaretle de değil, savaşla da. Hileyle. Kağıt üzerinde.
Mülk hırsızlıktır, söylemini biraz gereksiz buluyoruz. Mülklerin % 95-99’u dini, siyasi, ahlaki, hukuki suçlar, günahlar, ayıplar işlemeden elde edilmemiştir, diyoruz. Mülklerin % 1-5’i hak edilerek elde edilmiştir, şerhini koyuyoruz.
3 neo-liberal dalgada yükselen dolar milyarderleri hep battı. Sonuncular battığını inkar ediyorlar, sonlarını geciktirmek istiyorlar. Çirkeflikleri oradan geliyor.
Partiler açısından, 10 yılda bir en iyinin / en başarılının bile gitmesi gelenek olmuş. Bu siyasiler o yüzden çirkeflik ediyorlar, yiye yiye doyamamışlar, daha da istiyorlar.
CHP-AP-MSP-MHP (1979) ile CHP-AKP-HDP-MHP (2009) momentlerine bir bakın. Bir tek CHP 1979 biraz merkezdeydi, geri kalan partilerin hepsi sağdaydı.
O zaman neyin bölünmesi?
Çıkarın bölünmesi tabii ki.
6 Nisan 2017’de hayır oyu veren % 50-55’in ne yaptığının bilincinde olduğunu hiç mi hiç düşünmüyorum. Kesinkes biliyorum da. Çünkü 17.04.17 2017 anketi durumu açımladı bile.
Örneğin. En büyük dert eğitimli işsizlik ama kimse ülkeyi terketmeyi düşünmüyor, çünkü zaten yurtdışında çalışabilecek vasfı yok o eğitimli işsizlerin. Alamancılar kadar bile olamıyorlar yani.
Tersten açımlarsak:
Eğer Suriyeliler 2011’de ve hatta 2010’da ülkeyi terketmeye başlasalardı, bu kadar eğitim zayiatı olmazdı.
Şimdi de bu, TC halkları için geçerli.
Ancak, referandum ertesindeki 5 günde vukuat çıkmadı. Tepedekiler aport demedi yani. Bu da, onların kazanma şansını epeyi azalttı, çünkü karşı taraf çoktan aport pozisyonuna geçti. (Onlar da çabuk gevşerler, ayrı konu.)
Hakem topitop, futbolcular şikeci, vd, vb…
Takayım ben böyle tarih maçına…
Kim kazansa, ne olacak?
Hepsi de, eğitim zayiatı olarak, tarihin kabirine ve kuburuna, hafriyat olarak gömülüp gidecek.
(21 Nisan 2017)

Hiç yorum yok: