Yuh
diyorum, hem Fransa’daki Türk kökenlilere, hem de yabancı seçim yorumcularına.
+
Öncelikle
popülizm:
Bizim
Türk kökenliler, ‘AB karşıtlığının popülizm olduğu’nu söylediler.
İlk yuh
buraya.
Bunlar,
Brexit’i izlemediler mi?
Cameron,
başta AB’den ayrılmaya taraftar idi, bu konuda referandum yapacağına söz
vererek seçimi kazandı. Referandum kararı aldı, u dönüşü yaptı, AB çıkışına
karşı çıktı, seçimi kaybetti, istifa etti, gitti.
Bu; popülist çizgi değil, tam tersi ana akım çizgisi.
Vurgu:
Bu
tarihten sonra AB, kimseye yarar getirmez.
Artı:
Almanya,
3. kez ortalığı dağıtmaya geliyor: 4 Reich = 3 dünya savaşı. Taa 1648’in
rövanşını aldılar.
+
21:21
itibarıyla ön sonuçlar:
Melenchon % 19
Hamon % 7
Macron % 23
Filon % 19
Le Pen % 23
Saptama:
2 tane
1., 2 tane 2. var. Yani, sağ-sol arasında olduğu gibi, adaylar arasında da
eşitlik var. Bunu hiçbir yorumcu söylememiş.
+
Yorum:
Marchon
ilk kez seçime giren bir aday olarak popülist. Burada onun söylemindeki
popülizm, birleştiricilik söylemi.
Bunun bizde 2 ayağı var: 2002’de 3 ayda % 7 oy alan Uzun ve Genç Parti, artı 4
eğilimi birleştirdiği geyiğini yapan ANAP ve AKP. Kimse, Özal’ın 1980 ile
işbirliğini veya YSK’nin 2002’deki hukukdışı davranışını yazmıyor. Yani
birleştiricilik, toplu nitelikli
dolandırıcılık olmakta aslında.
Le Pen,
zaten uç sağ olarak popülist.
İlk 2
sırayı alan adaylar popülist yani.
+
Ancak,
şavalak bir yoruma bakalım:
“Popülist
akımların yükseldiği yönünde onca tantanaya rağmen, ana akım adaylar oyların
yüzde 60’ını almayı başardı. Almanya’da da Afd’nin gerileyişi düşünülürse,
Donald Trump’ın ABD’deki seçim zaferi seçmenleri tepki oyları konusunda daha
temkinli hareket etmeye itmiş gibi gözüküyor. Belirsizliklerle dolu bir dünyada
iyi tanıdıkları siyasi akımlara yöneliyorlar ve daha az risk alıyorlar."
Tim Ash,
BlueBay Capital.
Yani,
kapitalistler gönüllerinden geçeni sonuç sanıyorlar.
AfD’nin
küçülme nedeni, parti içi çatışmalar, genel politik durum değil.
Küçük,
yeni, farklı, marjinal partiler ile popülist söylemi eşleştirmek, en kibar
söylemle topitop hakemi satın alıp,
maçta şike yapmak oluyor. Üstelik bu partiler, Yeşiller ve Korsanlar duble
negatif yoluna karşın buradalar.
+
Gelelim,
bizim Türk kökenli seçmenlerin de yaptıklarını itiraf ettikleri davranışa:
Le Pen
kazanmasın diye, onun rakibine oy vermek, sağa oy veren soldaki veya sola oy
veren sağdaki olmak farketmiyor. Bu, Le Pen’lere karşı icat edilmiş bir
salaklık, hem de ezme ve süzme salaklık. Fransa seçmeni, sağ-sol arasındaki ayrım
ortadan kalkar ve vicdanları solda cüzdanları sağda iken, durum birden tersine
döndü.
Cüzdanları
solda vicdanları sağda oluv erdiler birden. Son 2-3 yıldır.
O zaman
Fransa’da neden devrim yapıldı, neden o kadar kan döküldü, neden oy hakkı
verildi ki?
Bu,
bizim satılık oy kullanan seçmenimizinkinden farksız bir davranış dizisi:
Rüzgar gülü olma. Omurgasızlık. İdeolojisizlik. Döneklik.
Unutmayın,
Sarkozy Le Pen’in yapmayacağı ve yapamayacağı çok şey yaptı. Sarkozy de,
Hollander de, sarayı kerhaneye döndürdüler. Hollander, inanılmaz işçi karşıtı
yasalar çıkartılmasına göz yumdu. Göz yumduran da, şu an 1 no durumundaki aday.
O
nedenle:
Körlerle
sağırlar seçimde birbirini ağırlar.
(23 Nisan 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder