Pazar, Nisan 23, 2017

Körlerle Sağırlar Fransa 2017 Seçiminde Birbirini Ağırlar

Yuh diyorum, hem Fransa’daki Türk kökenlilere, hem de yabancı seçim yorumcularına.
+
Öncelikle popülizm:
Bizim Türk kökenliler, ‘AB karşıtlığının popülizm olduğu’nu söylediler.
İlk yuh buraya.
Bunlar, Brexit’i izlemediler mi?
Cameron, başta AB’den ayrılmaya taraftar idi, bu konuda referandum yapacağına söz vererek seçimi kazandı. Referandum kararı aldı, u dönüşü yaptı, AB çıkışına karşı çıktı, seçimi kaybetti, istifa etti, gitti.
Bu; popülist çizgi değil, tam tersi ana akım çizgisi.
Vurgu:
Bu tarihten sonra AB, kimseye yarar getirmez.
Artı:
Almanya, 3. kez ortalığı dağıtmaya geliyor: 4 Reich = 3 dünya savaşı. Taa 1648’in rövanşını aldılar.
+
21:21 itibarıyla ön sonuçlar:
Melenchon      % 19
Hamon                        % 7
Macron                       % 23
Filon                % 19
Le Pen             % 23
Saptama:
2 tane 1., 2 tane 2. var. Yani, sağ-sol arasında olduğu gibi, adaylar arasında da eşitlik var. Bunu hiçbir yorumcu söylememiş.
+
Yorum:
Marchon ilk kez seçime giren bir aday olarak popülist. Burada onun söylemindeki popülizm, birleştiricilik söylemi. Bunun bizde 2 ayağı var: 2002’de 3 ayda % 7 oy alan Uzun ve Genç Parti, artı 4 eğilimi birleştirdiği geyiğini yapan ANAP ve AKP. Kimse, Özal’ın 1980 ile işbirliğini veya YSK’nin 2002’deki hukukdışı davranışını yazmıyor. Yani birleştiricilik, toplu nitelikli dolandırıcılık olmakta aslında.
Le Pen, zaten uç sağ olarak popülist.
İlk 2 sırayı alan adaylar popülist yani.
+
Ancak, şavalak bir yoruma bakalım:
“Popülist akımların yükseldiği yönünde onca tantanaya rağmen, ana akım adaylar oyların yüzde 60’ını almayı başardı. Almanya’da da Afd’nin gerileyişi düşünülürse, Donald Trump’ın ABD’deki seçim zaferi seçmenleri tepki oyları konusunda daha temkinli hareket etmeye itmiş gibi gözüküyor. Belirsizliklerle dolu bir dünyada iyi tanıdıkları siyasi akımlara yöneliyorlar ve daha az risk alıyorlar."
Tim Ash, BlueBay Capital.
Yani, kapitalistler gönüllerinden geçeni sonuç sanıyorlar.
AfD’nin küçülme nedeni, parti içi çatışmalar, genel politik durum değil.
Küçük, yeni, farklı, marjinal partiler ile popülist söylemi eşleştirmek, en kibar söylemle topitop hakemi satın alıp, maçta şike yapmak oluyor. Üstelik bu partiler, Yeşiller ve Korsanlar duble negatif yoluna karşın buradalar.
+
Gelelim, bizim Türk kökenli seçmenlerin de yaptıklarını itiraf ettikleri davranışa:
Le Pen kazanmasın diye, onun rakibine oy vermek, sağa oy veren soldaki veya sola oy veren sağdaki olmak farketmiyor. Bu, Le Pen’lere karşı icat edilmiş bir salaklık, hem de ezme ve süzme salaklık. Fransa seçmeni, sağ-sol arasındaki ayrım ortadan kalkar ve vicdanları solda cüzdanları sağda iken, durum birden tersine döndü.
Cüzdanları solda vicdanları sağda oluv erdiler birden. Son 2-3 yıldır.
O zaman Fransa’da neden devrim yapıldı, neden o kadar kan döküldü, neden oy hakkı verildi ki?
Bu, bizim satılık oy kullanan seçmenimizinkinden farksız bir davranış dizisi: Rüzgar gülü olma. Omurgasızlık. İdeolojisizlik. Döneklik.
Unutmayın, Sarkozy Le Pen’in yapmayacağı ve yapamayacağı çok şey yaptı. Sarkozy de, Hollander de, sarayı kerhaneye döndürdüler. Hollander, inanılmaz işçi karşıtı yasalar çıkartılmasına göz yumdu. Göz yumduran da, şu an 1 no durumundaki aday.
O nedenle:
Körlerle sağırlar seçimde birbirini ağırlar.

(23 Nisan 2017)

Hiç yorum yok: