1960-1970
Dünya Sistemi, daha tasarlandığı zamanlarda, 2000 ertesinde bir çöküş dönemi
öngörüyormuş. Ancak, Wallerstein’dan Attali’sine hiçbir yazar, bunu tümdengelimle
yazmadı, tersine, ne zaman ki olaylar oldu ve yaşandı, tümevarımla yazdı.
Şerh:
Buradan, dahilerin, yalnızca tümevarım veya yalnızca tümedngelim yürütebildiği
gibi bir sonuç çıkarsanıyor. Bu, yazılması gereken ayrı bir konu: Düşüncede tekboyutluluk ve tekyönlülük.
Diyalektik
açıdan, 1945-1990 arasının verili bir tez-antitez ikilisi vardı zaten. Dünya
Sistemci’ler için de böyleydi yani. Ki zaten Amin, Arrighi, Wallerstein,
1967-1977 momentinde, bu sistem için, bir 1980
Dünya Krizi öngörmüşlerdi.
Şerh:
Bunu, 1968 dalgasının başarısızlığına bağlayamadılar ne yazık ki, çünkü onun
başarısızlığını kabul edemediler, alaturka 68’liler 50 yıl sonra bile kabul
edememişti zaten. Oysa Fassbinder, bunu (1978) ‘Sonbaharda Almanya’ ile çoktan
yapmıştı. İşte o yüzden çokdisiplinlilik gerekli.
Hegel’den
başlayarak, son 200 yıllık diyalektik tarihi, tez-antitez etkileşimlerini ve
etkileşimsizliklerini dağınık da olsa listelemişti. Hegel, daha baştan, Marx’tan önce dekadansı tanımlamıştı
örneğin: Marx, o şıkkı görmezden geldi.
Dolayısıyla,
‘kapitalizm-1945-1990 (altevreleri) x reel sosyalizm’ etkileşimi ve
etkileşimsizliği de baştan tanımlıydı. O nedenle kimse, Rusya olmuş eski SSCB’nin tarihin arkasından dolanıp, 10 yılda
Dünya’nın başına yeniden güç-hegemon olacağıın öngöremedi. (Buna, ABD de
katkıda bulundu ama bulun(a)mayabilirdi de.)
Burada
algılanmayan şuydu:
Kapitalizmin
ve reel sosyalizmin gündelik yaşam kültürolojisi, neredeyse % 99 ortak-arakesitli idi, yani düşmanlar aynı
yaşamları sürdürüyorlardı, yemek, sağlık, altyapı ve eğitim dahil.
Artı,
her ikisinin görülmeyen kategori-dışılıkları vardı: En önemlisi 2. Sanayileşme öğeleri olarak.
Wallerstein
veya Franks, bunları hiç hesaba katmadı, işin tuhafı hala katmıyorlar.
Bunlara
bakınca, 1990-2000 arası biraz daha farklı algılanabilir:
Örneğin
uzaycılıkta, SSCB ve ABD sürçünce, Çin teknoloji / sanayi casusluğu ile, uzaysal 3. Güç oldu ama AB veya başka
hiçbir güç öyle olamadı.
Yani,
diyalektik, oldu triyalektik, eksi
birleme ve artı birleme ile.
Çarlık,
reel sosyalizm, mafyasal-oligarşi çizgisi de hesaba katılmadı. Üstelik, bu en
çok yazılan Rusya konularından birisi. Çünkü Rusya, onlar sayesinde yeniden
hegemonluğa geri döndü.
1945-1990
arasıki ABD x AB diyalektiği, çelişmesi, çatışması da hiç hesaba katılmadı ve
görmezden gelindi. Üstelik, Çin’in 3.
Dünya kuramı elde vardı.
Dolayısıyla,
Dünya Sistemi ve Wallerstein çizgisi, ağaç-orman arasında bir bakış açısında
kaldı. G-7’ci, 1. Dünya’cı veya Avrupa-merkezli de dendi buna.
1990-2000
arasındaki ABD tekkutupluluğu, sanki yokkutupluluğu önceden imliyordu ama bu
konuda kesin değiliz. İpuçları kesin vardı ama. Çünkü ABD, 1945-1990 arasında
da tüm savaşlarını yitirmişti çoktan.
Kim
yaparsa yapmış olsun, 2001’in anlamlarına, 20 yıl sonra bile hala kimse ayamadı:
11
Eylül 2001, 2001-2020 arasını apaçıkça imledi ve kabaca haritaladı aslında.
Burada
en önemli nokta:
Gecikmeli
olarak, üstelik alaturka bir çıkışla, (1980 momentli olan) en yüksek
teknolojili askeri strateji olan, Askeri Strateji 2000’in, daha 1985’te
değillenmiş olması. Sonrasında, alanda değillenmesi
1991,
ve 2003 savaşları dizisi bunu kanıtladı. Arap Baharı gelmeden, onun ortalığı
batıracağı kanıtlandı. Sonra, göz göre göre 3 ülke haritadan bilindi ama hiçbirşey değişmedi.
Burada
soru kipi:
2001-2020
arasının olayları, 2001-2200 arasının onda biri dilimi olarak, herşeyi ne kadar
açıkseçikleştirdi?
Şerh:
İstatiksel açıdan, % 1’lik dilim de yeterli. Örneğin, yaşadığım 50 yıl bana, 5
bin yıllık tarihi tümevarım ile
(bizzat yaşayarak) çok iyi özümsetti.
Açıkseçikleşenler:
AB
x ABD çelişkisi.
Rusya
gücü.
Çin
gücü.
Hindistan
ve Brezilya güçsüzlüğü.
Yokkutupluğunun
devamı ama bu 2021-2040 için Dünya’yı ve
tarihi durduracak gibi. 2001-2020 arasında öyle olmadı ama.
Nüfus
krizi: Hem artış, hem artmayış olarak.
Açıkseçikleşmeyenler:
Su,
gıda, enerji, iklim, salgın krizleri: Olası geliş sıraları hala belli değil ve
küsurlu ve sırasız / faz binişik olarak da gelebilirler pekala. O nedenle, o
dönem biraz kaotik (çatallanmalı, yalpalı) olacak gibi
Panorama:
Bu
veriler, 2021-2040 arasının ne kadar krizli, ne kadar durağan olacağını
söylemiyor.
Ama,
2001-2200 arasının krizler, teklemeler, durağanlaşmalar ile süreceğini
söylüyor.
Tarih,
her zaman global iktidarsal boşluğun
doldurulacağını söylüyor ama Çin bunu beceremedi, yani emperyalizmi beceremedi,
globalliği az becerdi.
Dolayısıyla,
epistemik belirlilik % 50-75 arasında diyebiliriz. Ama önümüzdeki 20 yıl bunu %
50’nin altına bile çekebilir. 2040 sonrasında ile ivmelenmiş bir biçimde o
gösterilen limite / asimptota doğru yol alınır.
Sanırız,
2001-2020 arasının gösterdiği bu:
Bükümlülük,
osilasyonluluk.
(23 Eylül 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder